Lavinya Dergisi

KOYUNUN BULUNMADIĞI YERDE KEÇİYE ABDURRAHMAN ÇELEBİ DERLER
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

İtibar; saygı görmek, değerli bulunmak ve güvenilir olmak gibi unsurları birleştiren kavram. Bu durumda; itibarlı insan olmak da paha biçilemez. Ehil; bir işi en iyi biçimde yapacak düzeyde bilgisi olan usta, yeterli, yetkili kimse. Akabinde, ehil olan da kıymette geçilmez.

 Atasözleri, gelenekler, tecrübeler, makam, bilgi, yetenek, tavuk, koyun, keçi… Hangisinden vazgeçilmez? Veyahut nitelik, nicelik. Az bilen çok bilene tercih edilmez. Koyunu keçiden değerli sayar çiftçiler yoklukta ses etmez! Sakalıyla, tacıyla başköşeye oturtulan keçi, ben kimim demez! Bir şeyin pek kıymetlisi bulunmazsa; azı itibar görür. Bir malın çok değerlisi ele geçmezse, az değerlisi önem kazanır. Usta yoksa toy isim hak ettiğinin üstünde alkışlanır. Hesap değişmez! İş görmek bâki kalır.

Gelinsin öze, girizgâh yapılsın özlü söze; “Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler.” cümlesi dillere pelesenk olmuştur ama Abdurrahman Çelebi’yi araştıran var mıdır? Net olarak kimden bahsedildiği yazılmasa bile, dönemin önemli âlimlerinin, İstanbul Kadılığı ve Müderrislik yapan bir zâtın, tasavvuf büyüklerinin isimlerinin olduğu bilinir. Yani ismin bilgili, olgun, üstün bir kullanım amacıyla ifade edildiği anlaşılır.

Körler ülkesinde tek gözlülerin kral olmasını, çürük üzümler diyarında, kuru üzümün kraliçe kabul edilişini yazar kitaplar. Sadece kıtlıktan değil; pohpohlanmaktan da lütfu gerçek sanır insanlar. Tahammül edilen şey kötülük olduğunda hoşgörü suç sayılır. Saygı, güven, değer itibarla donatılır. Ehil olan aranılır. Siz, siz olun sayısız böyle cümleyi hatırlayın! Her konuda nitelikli olana yer açın. Niceliğe aldanmayın! Keçilere kanmayın!