Lavinya Dergisi
DÜNYANIN SONUNDA BİR YERÖmrü ferahlatan mis kokulu sabahları duymak için, gerçek sevgiye ulaşmaktaydı hep umut.
Kirli geçmişli dünyanın soysuzluğu
Bataklık sevgilerin kurumuş çiçekleri
Cinnetinden kurtulmuş yatağın dağınıklığı
İçimde durmadan dört nala koşan kısrağın sırtında
Sırtında dağların erişilmez karı
Yükü ağır, yükü dünyanın kahrı
Bir uçuruma doğru durmadan koşuyor
Bir uçurum dünyanın sonunda öylece duruyor, ardında sen.
Görüyorum.
Hala içimde kaburgama sığmayan hırçın kısrak dört nala
Dünyanın sonundaki o uçuruma doğru
Ağzında kızıl damga bin yıllık kanlı mühür
Sırları küp küp doğranan talihin ve tarihin hazin bekçisi
Ölüme inanmadan / ölümden korkarak
Yine de ayaklarını vura vura
Asi bir direnişçi gibi haksızlığa
Sancılı ülkemin taşlı toprağında iz bırakarak
Kısrak dört nala, gövdemden uçuruma
Düşüyorum.
Yokluğun geniş coğrafyasındaki
Acı o kadar derin ki
Uçurumdan yerin yedi kat altına düşüyor
Kalbime sığmayan o hırçın kısrak
Yırtıp geçiyor aşk saydamı bedenimi
Ve kaburgam paramparça...
Dünyanın sonundayım ya da
Ölüyorum.