Lavinya Dergisi

NEREDEN BİLECEKSİNİZ?
Osman YAVAN

İnanıyorum ‘‘ Elbet Bir Gün! ’’ İnsan dünya’ da ne için var olduğunu anlayacak…

Hepimizin müşterek yaşam alanı olan dünyamızda yedi milyardan fazla insanın yaşadığı hepimiz tarafından malum. Yani bu nüfus sayısını hepimiz biliyoruz. Peki siz değerli okuyucu hiç düşündünüz mü? Yedi milyardan fazla insanın yaşadığı yer yüzünde herkesin kendine ait dünyası, huyu, karakteri, anlayışı, hayalleri, idealleri, istekleri olduğunu? Hepimizin farklı istekleri ve yaşantıları olan dünyada ne kadar birbirimize saygılı ve anlayışlıyız? Bence bu sorunun cevabı çok açık ve net hiç kimsenin kimseye tahammülünün kalmadığı, saygının, sevginin, anlayışın kadrini kıymetini kaybettiğini ve yitirdiğini rahatça söyleyebilirim. Rahatça derken bu kavramlar kümesinin yok olduğunu rahatça söylüyorum, aksi halde bu kavramların hayatımızda olmaması son derece üzücü ve sorun teşkil ediyor. Saygı, sevgi, anlayış vs. gibi iyi şeyler nesilden nesile aktarılan bir gen gibi olması gerekirken tam tersi saygısızlık, sevgisizlik, anlayışsızlık kötü gen gibi nesilden nesile aktarılmaya hızla devam ediyor. En kötüsü de kimse buna dur diyemiyor veya dur demek istemiyor. Muhtemelen menfaatler ve çıkarlar kavgası çerçevesinde hepimiz bana dokunmayan yılan bin yaşasın sözüne binaen bir şekilde yaşayıp gidiyoruz. Acı ama gerçek! Gerçekler her zaman acıdır. Her zaman gözümüzün önündedir fakat olay bizde yani kendimizde bitiyor! Tamamen bakmak ve görmek ile alakalıdır. Gerçi hepimiz işimize geldiği kadarını görüyor, işitiyor ve yaşıyoruz öyle değil mi sevgili okur? Doğruyu bilsek dahi söyleyemediğimiz ve söylemek istemediğimiz bir devirde yaşamak ne kadar acı ve utanç verici bir durum öyle değil mi? Oysa hak olan her zaman yapılan yanlışta olsa doğruyu söylemekte her ne pahasına olursa olsun! Hayatınızda hiçbirini eleştirirken veya toplumun kendince koymuş olduğu kurallara, adetlere, örflere ters düşen bir hareket yapan insan gördüğümüz zaman Allah hakkı için düşündünüz mü? Bu insan neden bunu yaptı böyle davrandı veya neden bu kadar sert ve acımasız diye? Ben cevaplayayım tabi ki düşünmediniz çünkü hepimiz gördüğümüz kadarıyla veya dinlediğimiz kadarıyla hareket etmeyi seven bir toplum olmayı her zaman tercih etmişizdir! Çünkü bu şekilde gördük ve bu şekilde büyüdük. Sorun bu ya zaten sorgulamak, sormak, araştırmak yerine duyduklarımızla veya buz dağının görünen kısmıyla hareket etmek. Yazık çok yazık! Nerden bileceksiniz? O insanın neler yaşadığını neler çektiğini? Bilemezsiniz, bilemeyiz sadece gördüğümüz kadarıyla veya duyduğumuz kadarıyla amel etmek, yargılamak bu kadar basit ve ucuz olamaz. Yahu bu iş bu kadar kolay değil! Hepimizin her gün iş hayatında, ev hayatında neler yaşadığını, ne sıkıntılar içinde hayatını devam ettirdiğini bilemeyiz. Hangi mesleği yaparsa yapsın hiç önemi yok en nihayetinde hepimiz insanız ve isteyerek veya istemeyerek hata yapmaya meyilliyiz… İnsanız yahu! Nerden bileceksiniz insanların ne çektiğini ne yaşadığını, nelerden vazgeçtiğini, ne savaşlar verdiğini, uykusuz geçen geceler, gizli ağlamaktan şişen gözlerini, bitmeyen uzun ıssız karanlık gecelerini nereden bileceksiniz? Bilemeyiz kıymetli dostlarım bilemeyiz! Lütfen insanları yargılamaktan ve sadece kendinizle ilgilenmekten başka bir şey yapmamayı öğrenenin. Herkesin kendi dünyasında zorlukları, savaşları, yalnızları vardır! İçi kan ağlasa da gülen, göz yaşları içine aksa da gülen insanlar var! Yahu herkesin dünyası var bırakın insanları sadece kendinizle ilgilenin… Daha doğru, dürüst, saygılı, sevgili, anlayışlı bir toplumun yetişmesi dileğiyle… Platon Diyor ki; “Nazik olun, çünkü karşılaştığınız herkes farkında olmadığınız zorluklarla boğuşuyor.”