Lavinya Dergisi

SEVDANIN KÜFLÜ MAKASI
Burçin LAÇİN ALTAY

Ömrü ferahlatan mis kokulu sabahları duymak için, gerçek sevgiye ulaşmaktaydı hep umut.

Bir makas gibi açıyor kollarını
Uzak bir bakışa esir düşmüş sevda
Düşünmeden sarılıyorum sivri uçlarının arasında kaybolmaya
Gözlerin uçsuz bucaksız kıyılarına ulaşma çabasındaki tahammül
Yenilince zamana aniden kavuşturuyor makasın iki yakasını
Bölünüyorum ikiye
Sonra beklemenin ters rüzgarıyla açılıyor makas
Ve tekrar eden bir eyleme dönüşüyor yaşam
Ömrümün sert kumaşını bölüyorken yine ikiye
 
Koşulsuz bir teslimiyet bu!
Un ufak olana değin tekrarlanmaktan usanmıyorum
Utanmıyorum da sevdanın keskin pençesine düşmekten
Tanrının elleri de makastan değil mi?
Her acıda ne çok böldü, parçaladı, kesti bizi
Bir de sevdadan olsun diye
Parçalandıkça kayboldum
Sevdayı diken/kesen terzinin ellerinde

Karanfilleri mi kalbimi mi kesiyor
Aldırmadım küflü makasına sevdanın
İşte bu yüzden
Tükenmiyor asla kalbimin derin kesikleri
Yaralarımın iltihapları yıllara yayılıyor böylece
Canıma battıkça tüm sivri suskunluklar
Yükleniyorum omzuma yaralı gençliğimi
Bütün yoklukların hesabını soruyorum tanrıdan
Bilmiyorum, başka kimim var ki?