Lavinya Dergisi
KRALDAN ÇOK KRALCI OLMAKYa kralsındır; ya değil. “Kral çıplak!” demeye cesaretin vardır veyahut yoktur! Taç, taht, unvan, güç, para… Hangisi iter seni aslında senin olmayan meseleleri savunmaya? Laf kalabalığı, övgüyü sevmek, hadsizlik, bilinçsizlik! Altında ne yatar kralın haberi dahi olmadan onun gibi davranmaya? Kralcı olmak, bir sanat biçimiyle mi adlandırılmakta? Bu sanatı icra ederken hangi etik değerler bölünmekte? Ey insanoğlu, hırs aktı dört bir yanından. Nicesi neden kuyu kazan bireylere dönüşmekte? İşte perde ve sahte gülümseyişler sahnelerde. Gelelim oyuna, biletler elimizde. Gözler bahsi geçen deyim üzerine anlatılan hikâyelere gebe. Günlerden bir gün, bilinmeyen o ülkede, kral taht odasında otururken, pencereden sesler gelmiş: “Güzel elmalarım var.” Bakmış, ihtiyar biri, at arabasında elma satıyor. Etrafında da müşteriler. Kralın canı çekmiş, vezirine: “Al sana beş altın, koş bana elma al.” demiş. Vezir koşmuş, yardımcısını çağırmış: “Al sana dört altın, koş elma al.” Vezir yardımcısı vakit kaybetmeden saray sorumlusuna: “Al sana üç altın, koş elma al.” Saray sorumlusu muhafız komutanına, muhafız komutanı nöbetçi askere seslenmiş derken silsile devam etmiş. Sonunda altın bire düşmüş. Nöbetçi asker, çıkmış ihtiyarı yakasından tutmuş. “Hey sen ne bağırıyorsun? Burası han mı? Saray! Arabana ve elmalara el koyuyorum.” demiş. Muhafız komutanına giderek: “İşte iyi alavere çevirdim. Bir altına yarım araba elma.” cümlesiyle hava atmış. Silsile bu defa kraldan çok kralcılar arasında yukarıya doğru devam etmiş. Her bir üst makam da bu defa elma sayısı azalmış. İki altına bir çuval, üç altına bir torba, dört altına yarım torba. Sonunda vezir huzura çıkmış. Yarım araba elma olmuş beş adet elma. “İşte kralım, emrettiğiniz gibi. Buyurun beş elma.” Kralın gözünde şimşekler çakmış. “Beş elma, beş altın. Bir elma, bir altın.” Hikâye böyle aslını bilen yok. Manidar mı diye sorarsanız? Çok! Fatura kime kesildi? Bilinmez! Zaten her son böyle bitmez. Çok başlı ejderhaya ömür biçilmez. “Kral benim.” demekle kral olunmaz. Kimsenin meselesi diğerini ırgalamaz. Ondan daha fazla savunulmaz. Soytarıların en iddialı numaralarından birisidir; “Kraldan çok kralcı olmak.” Krallar soytarıları pek sevse de; giyotinle tanıştırır. Bilir ki; beş elmaya, beş altın alınmaz. Misyonu tamamlanan kralcı; fazla yaşamaz. Bakınız tarih kitaplarına, mürekkep yanıltmaz!