Lavinya Dergisi

BULUTLANMA
Gülşah DEMİRCİ

“Susup içime döktüğüm cümlelere boğazımdan geçiş yok Parmak uçlarımla konuşuyorum, duyuyor musun?”

Gök perisi bulutlar ekince maviliğine göğün,  

Pamuk tarlasından düşler biçtim kendime 

Anlatacakları vardı tepeleri aşıp gelen rüzgârın 

Ve sırtlanmıştı ardıç kuşunun türküsünü 

Kokusuyla beraber teni yanık toprağın… 

  

Bir umut ağacı göverdi sıkıp yumruk yaptığım avucumda 

Her an kanatlanıp uçacakmışçasına 

Saklamaya çalışsam da başı göğe değdi 

Sallanıp durdum bez bağladığım dallarında 

Bulutlara yetişmek, düşlere erişmek gibiydi… 

  

Oysaki içe açılan bir pencere kenarında, 

Ne maviydi yüzü göğümün ne de beyazdı hakikati göğsümün 

Rüzgârın boğazında yumru, ardıç kuşu suskun 

Toprak her geçen gün biraz daha ölüm kokuyor 

Düşlerin boynu bükük, bulutlar yağmura tutkun… 

  

Suretim yitik bir ülke sessizliğin nöbet tuttuğu  

Camdaki yansımama soruyor bir düşünce bulutu, ne acı! 

“Daha kaç sağanak dağıtır gözlerine çöken buğuyu? 

Kaç şiir kovar üzerindeki karabulutu?” 

Susuyorum- ruhu bulutlananın eksik olmaz gözyaşı!