Lavinya Dergisi

MANTIK VE DUYGUSALLIK
Osman YAVAN

İnanıyorum ‘‘ Elbet Bir Gün! ’’ İnsan dünya’ da ne için var olduğunu anlayacak…

Hayatımızın birçok sahasında duygusallık ve mantık kelimesini işitmişizdir. Hatta hepimiz yeri geldiği zaman duygusal, yeri geldiği zaman mantık çerçevesinde hareket eder kararlar alırız. Peki, hiç bu kelimeler üzerinde düşündünüz mü? Duygusal davranmak nedir? Mantıksal davranmak nedir? Dilerseniz öncelikle mantık kelimesini inceleyelim. Mantık nedir? Mantık kelimesi içerisinde birçok kavramı bulundurur ve kapsar. Yani mantık ne işe yarar ve nerede kullanılır? Mantık kelimesi dilimizde son derece yaygın kullanılan kelimelerden bir tanesidir. Dilimize Arapçadan geçmiştir. TDK’ye göre doğru düşünme sanatı ve bilimi. Doğru düşünmenin yolu ve yöntemi. Düşüncenin ve düşüncenin varlık biçimleri, ögeleri, türleri, yasaları vs. gibi düşünce bağlamlarının bilimidir. Aslında mantık toplumlara, etnik kökenlere, insanların düşünce ve fikirlerine göre değişmeyen bir kavramdır. Yani doğru veya yanlış bilgi hakkında kesinliği olan bir kavramdır. Mantık için herhangi bir aracı veya alette diyebiliriz. Herhangi bir konu hakkında düşünce ve fikirlerimizi doğru veya yanlış arasındaki akıl yürütmenin ayrımını sağlayan disiplin, aracı ve alettir. Her ne kadar önceleri felsefenin bir dalı olarak hayatlarımıza dahil olup uzun süre böyle devam etse de daha sonraları matematik ve bilgisayar biliminin bir parçası haline gelmiştir. Düşünce ve fikir yapısını mantık ile özdeşleştirmiş insanlar genelde başarılı ve hayatlarını tamamen kendileri için adamış insanlardır. Mantığımızla hareket ettiğimiz zaman gerçeklere ulaşabiliriz. Hayatımızı kolaylaştırabiliriz. En önemlisi de mantık bizler için bir kalkan vazifesi görür adeta. Bir takım yanlış kararlardan ve yanılmalardan korur. Mantığın en büyük düşmanı ise duygusallıktır. Çünkü mantığı en kolay ve rahat bir şekilde duygularımızla yıkabiliriz. Aslında bu cümleden duygusallığın insanoğluna zarar verdiği ön görüsünü çıkartabiliriz. “Mantıklı düşünüp mantıksız davranmak insan yapısının özelliğidir.” Anatole France’ nin bu sözü yukarıda söylemiş olduğum cümlenin ne demek olduğunu daha net bir biçimde açıklıyor… Duygusallık nedir? Duyum ve duyguların insanı çok yoğun bir biçimde etkilemesidir. Duygusal olmak, duygusal davranmak yaratılış itibariyle hepimizin ortak özelliğidir. Hayatımız ve yaşantımız içerisinde duyumların ve duygularımızın ağır basmasıdır. Duygusallık insanların düşünce ve fikirlerini aşırı derecede etkilemesidir. Duygusallık denildiği zaman aklımıza pozitif ve negatif yüklü enerjiler gelir. Hayata dair pozitif yüklü enerjiler; sevinç, neşe, mutluluk vs. gibi duygusal kavramlardır. Negatif yüklü enerjiler; öfke, hüzün, sinir vs. gibi duygusal kavramlardır. Heyecan, kaygı, korku, umut vs. gibi kavramlarda duygusallıktır. Yazıma Earl Riney’ in sözüyle devam etmek istiyorum. “Duygularımız yaşamlarımızın itici gücüdür.” Pozitif anlamda duygusal davranmak zararlı değil tam aksine ruhumuzu iyileştirmektir. Muhteşem ve harika haberler aldığımız zaman güleriz, seviniriz, neşeleniriz yani mutlu oluruz. Fakat sevinçli mutlu olduğumuz zamanlarda kesinlikle karar vermek doğru değildir. Pozitif yüklü duygusallığın zararı tam olarak burada ortaya çıkıyor. Yani sonunun ve neticesinin nereye varacağını bilemeyiz bu yüzden asla ama asla mutluyken söz vermeyin. Negatif anlamda duygusal davranmak ciddi sorunlarla boğuşmamıza neden olur. Bazen bir öfke ve sinirle ani patlamalar yaşayarak hayatımıza geri dönüşü pozitif olsa da her zaman aynı sonucu vermeyebilir. Öfkeyle kalkan zararla oturur. Bu söz genel olarak her şeyi açıklamaya yetiyor. Her şeyin fazlası zarar! Her ne kadar hayatımızın, yaşantımızın içerisinde mantık ve duygusallık ile karşı karşıya olsak da pozitif ve negatif olaylar karşısında ölçülü bir biçimde karar vermek daha uygun olacaktır. Aşırı mantıksal davranmakta duygusal davranmakta bizlere her alanda zararlı olabilir. Mantığımızın ve duygularımızın esiri olmamanız dileğiyle… Unutmayın! Bir şeylerin esiri ve kölesi olmak, ağır bedeller ödemenize sebep olur.