Kuvvetle muhtemel bir çoğumuz her gün hayatın olağan akışı içerisinde kaybolup gidiyoruz. Belki de bir çoğumuz kendimize zaman ayıramıyoruz. Günlük yaşam ritüelimiz dışına pek fazla çıkamıyoruz. Çıktığımız zamanlarda ise rutin, gündelik yaşamımıza yetişemiyoruz. Hepimizin hayat meşakkati, sorumlulukları, iş hayatı, aile hayatı tamamen farklı. Aslında müşterek yaşam alanımız olan dünya içerisinde hepimizin birbirinden farklı bağımsız dünyamız var. Doğduğumuz, yaşadığımız çevre, mesleklerimiz, aile hayatımız, iş hayatımız mutlaka farklıdır. Hangi mesleğe sahip olduğumuz, nerede yaşadığımız fark etmeksizin hayata bakış açımızla kendimize ait bir dünya kurabiliriz. Yaşamın içerisinde olan olumsuz, negatif, menfi olaylar ve hadiselerle karşılaşabildiğimiz gibi olumlu, pozitif, müspet olaylar ve hadiselerle de karşılaşmamız muhtemeldir. Öncelikle unutmamamız gereken en önemli şey; kendimizin doktoru olmalıyız. Tabi herkes kendi doktoru olacak ama bunu nasıl yapacağız? Yukarıda bahsettiğim gibi hepimizin ortak yaşam alanı dünyada ve yer yüzünde birbirimizden farklı ve bağımsız hayatlarımız, yaşantılarımız, düşüncelerimiz, fikirlerimiz var. Bu yüzden ne yaparsak bize iyi gelir, mutlu eder ve ruhumuza pozitif anlamda işler. Elbette bunu en iyi kendimiz biliriz. Yazıma Charles Bukowski’nin şu sözü ile devam etmek istiyorum. “Üşengeç değilsin, sadece mutsuzsun ve mutsuz insanlar yorgun olur, hiçbir şey yapmak istemezler.” Aslında bir çoğumuz yapmak istediğimiz birçok şeyi hayata geçiremediğimiz için ruhumuzu iyileştiremiyoruz. Yani kendimize zaman ayıramıyoruz! Kendimize zaman ayırmamız için evvela bahanelerden kurtulmalıyız. Zamanım yok, yorgunum vs. Gibi bu tür bahaneleri bir köşeye atarak önümüze bakmalıyız. Olumsuz, negatif, menfi düşüncelerden sıyrılmak için olumlu, pozitif, müspet düşünceleri hayatımıza entegre etmeliyiz. Çözüm var ama sen yoksun! Bilgi eksikliğin mi var? Kitap oku, araştır, öğrenmeye açık ol! Asosyal misin? Empati kur, mütevazi ol, açık fikirli ol, dinlemeyi öğren! Aslında olay tamamen kendimiz olabilmek. Kimseyi taklit etmeden, sosyalleşmek, hitabetimizi güçlendirmek yani donanımlı olmak. Bazılarımız müzik dinleyerek, bazılarımız kitap okuyarak, bazılarımız gezerek, bazılarımız konuşarak, bazılarımız eğlenerek bir şekilde pozitif anlamda enerjiyi ruhuna yükler! Kısacası bahanelere sığınarak ruhumuzu iyileştiremeyiz. Ruhumuzu iyileştirmek için olumsuz, menfi, negatif her şeyden sıyrılarak mutlu olmayı, sevmeyi öğrenmeliyiz. Her ne şartlar altında yaşarsak yaşayalım unutmayalım ki hayatta çekim yasası vardır. Biz neyi istersek onu çekeriz! Kısacası korkularımızın, bahanelerimizin esiri olursak ruhumuzu iyileştiremeyiz. Ruhunuzu iyileştirmeniz dileğiyle…