Lavinya Dergisi
JOHN LENNON VE GÖNÜLLÜ PALYAÇOLAR OLMAK“Hayat, sen başka planlar yapmakla meşgulken başına gelen şeydir.” demiş John Lennon. Meşhur insanoğlu olarak; çok mu tasarlarız geleceği? Programlar, planlar yapmadan anı yaşayan kaç kişi biliriz? Veyahut yapabilir miyiz? Heybemizi bu denli hırsla doldurmuşken, “hep bana!” isteğinden vazgeçebilir miyiz? “Eğer herkes başka bir televizyon seti yerine barış isteseydi, o zaman barış olurdu.” Cümlesini de defalarca deklare eden Lennon’a yeniden kulak verebilir miyiz? Sahi yapılacaklar, hedefler listesindeki her bir maddeyi incelerse insan… 1-Dünya barışına katkıda bulunmak. (Fazla ütopik olmuş olabilir.) 2- Anı yaşamak. (Herkese uygun olmayabilir.) 3-Tanımadığın bir çocuğa oyuncak almak. (Kaç kalp aklına getirir?) 4-Sokak hayvanlarını beslemek. (Sıradan gelebilir.) 5-Mutlu olmak. (Listeye mi eklenir?) Lakin asıl istekler sıralanır ve şekillenir: 1-Son model spor araba almak. (Eskisinin kilometresi arttı diyerek.) 2-Telefonunu değiştirmek. (Durmadan üst modeli çıkıyor cümlesini düşünerek.) 3-Akıllı saat için para biriktirmek. (Üst komşunun kızı bile almış haset cümlesine sığınarak.) 4-Botoks yaptırmak. (Yani fotoğraflarda çatık kaş çıkılıyor minik bir iğne ile düzeltmek.) 5-Çok para kazanmak. ( Mutlu olmak için yüzlercesi gerek.) Uzar gider rakamlar, harfler ve düşünce balonları ama “Basit yaşamak.” deyimi unutuldu demek. Bir martıya simit atarken gülümsemek. Sevdiğine bir kahve çay ile eşlik etmek. Dağ, tepe gezmek. Buz gibi sularda yüzmek. Yetim başı okşamak. Hayatı sevmek. Minik bir kaplumbağa beslemek. Nice kitap okumak. Bağıra bağıra şarkı söylemek. Yağmurda ıslanmak. Keyifli anlar biriktirmek. Yüzümüzdeki her bir çizginin yaşanmışlık anısının kıymetini bilmek. Yayla da puslu havayı izlemek. Bilmediğin diyarların hayalini çizmek. Göç eden leyleklerle konuşmak. Çam kokusunu içine çekmek. Âşık olmak. Şimdiki gibi tüketilen sevdalar değil, bir yastıkta kırk yıl düşlemek. Eski bir kanepeyi kırkyama battaniye ile süslemek. Dans öğrenmek. Salsa ça ça ça. Yeni lezzetler tatmak. Şu sevdiğin pahalı restoran için kumbaraya bozukluk atmak. Vitrindeki oyuncak bebeği almak. İnsan büyümek zorunda değil ki! Bir tarafıyla çocuk kalmak. Alplerde Heidi ile koşturmak mesela. İlle de yaşamak. İliklerine kadar hissetmek. Teknolojinin, materyalizmin ve betonların esiri olmamak! Demirbaş sevdasına el sallamak. Listeleri sadeleştirmek. Şu öğrendiğimiz kesir sayıları hatırlamak. Tüm insanlık için iyi dileklerde bulunmak. “Yapabileceğimiz en az şey birini güldürebilmekse dünyanın palyaçoları olmaya gönüllüyüz. Çünkü dünyanın şu anda biraz fazla ciddi olduğunu düşünüyoruz.” cümlelerini de bizi aktaran Lennon’a da selam göndermek. İnanın ki, anahtar kelimeler: Güldürmek! Ve gülmek. Çözüm belki de gönüllü palyaçolar olmak…