Lavinya Dergisi
YAŞAMAK"Yazdığın her harf,yazabildiğin her kelam ölümün elinden kurtardığın serçe kuşudur ve serçe telaşlı değilse öldü demektir"...diyerek kalemini kağıtla buluşturmuş milyonlarca insandan sadece bir tanesiyim...
Bir açlık halidir sarmış sanki bedenimi. Bedenimden ruhuma sirayet edecek olmuş hatta. Ellerim ki dokunma eylemini gerçekleştiremez olmuş adeta; evvela güzele iyiye, gerçeğe... Neye dokunsalar koca bir yokluk, boşluk veyahut yalan... Gözlerim desek; görmeye aç adeta; iyiyi güzeli , gerçeği. Bakmakla kalmış, görmeye geçememişler sanki. Ayaklarım ise sadece bedenimi sürüklüyor bir yerden bir yere; ruhuma söz geçiremiyor asla. Elma bahçesinde gezinirken ayaklarım, kaydıraktan kayıyor ruhum. Dilim harflerini kaybetmiş sanki; dönmek, kıvrılmak istemiyor hiçbir kelama. Ne söylese boş, bomboş olacak sanki. Anlamsız bir çukur içinde sanki bedenim, anlam yüklemeye çalışırken varlığına ateş açıyor adeta tüm dünyaya, tüm dünyasına... Bir savaş belki bu. İki taraf var çünkü saflar belli; kimin ne dediği, neyi savunduğu açık. Kazananı da kestirecek gibi oluyor beynim lakin susturuyorum onu kalbimle. Tembihliyorum sıkı sıkı; her sabah yeniden diyorum, yeniden savaş aç tüm yanlışlara. Tek başına da olsan, kolsuz, kanatsız da olsan, içinin kırıntılarında sakladığın inancı gün yüzüne çıkar ve kendine kendini ispat et diyorum. Bu inanç ile açılıyor her sabaha gözlerim. Günün geceye kavuşan vakitlerine doğru silinmeye başlasa da içimdeki bu inanç, yeni bir sabaha uyanabilme ihtimali ayakta tutuyor ruhumu. Her sabah yeniden derken dilim, her gün yeniden eskiyor bedenim. Ulaşamıyorum ruhuma, dokunamıyorum hislerime. Sanki ait değilim herhangi bir yere. Bu his yoruyor beni, üzüyor, tüketiyor... Lakin bu his insan gibi yaşatıyor beni. Yaralarımı kanatıyorum, kan revan içinde kalıyor bedenim lakin biliyorum akan kanımın dokunduğu her yerde çiçekler açıyor. Kokusu bana has, rengi bende saklı, bahçemin nadide çiçekleri... Onlarla tutunuyorum tüm anlamsız dediğim şeylere. Onlarla anlam yüklüyorum meali olmayan nice şeye. Ve ben buna yaşam diyorum, yaşamak diyorum... Zaman geçiyor ben sadece isim veriyorum.