Lavinya Dergisi

KUKLA OLMAK-KENDİN OLMAK
Osman YAVAN

İnanıyorum ‘‘ Elbet Bir Gün! ’’ İnsan dünya’ da ne için var olduğunu anlayacak…

Her sabah yeni güne başlarken günün bize neler getireceğini, neler katacağını veya bizden neler alacağını bilmeden başlıyoruz. Öyle değil mi? Belki de ufak tahminler veya hisler de bulunuyoruz fakat her zaman kesin sonuç vermeyebiliyor. Bazen beklenmedik olumsuz ani olaylar karşısında kala kalırız. Anlamsızca veya anlam veremediğimiz bir şekilde kendimizi olayların ortasında bulabiliriz. Kaçınılmaz hadiselerin ortasında bulabiliriz kendimizi. Bazen de beklenmedik olumlu ani olaylar gelişebilir. Fakat bunların hepsi tamamen hayatımızın içerisinde olan ve bizimle ömür boyu yaşayacak olan hadiselerdir. Samimiyetle söylüyorum bu tür olaylar ve hadiseler gayet doğaldır. İyi veya kötü doğru veya yanlış her ne yaşarsak yaşayalım herkesin kendi içinde muhakeme yeteneğini kullanarak muhakemesini yapacağına inanıyorum ve bende kendi içimde mahkeme kurarak kendi yaşamış olduğum olumlu veya olumsuz hadiseler karşısında kararlarımı, düşüncelerimi, fikirlerimi gözden geçireceğime söz veriyor ve sizden de talep ediyorum naçizane. Asıl mesele ise herkesin farklı adlandırdığı iki günlük veya üç günlük dünyada artık siz adını ne koyarsanız, yaşam ve hayat çok basitken insanların birbirilerine hayatı bu kadar zorlaştırmalarını anlamıyorum gerçekten. Sanki her biri farklı bir şekilde hayatın kolaylıklarını ortadan kaldırmak için ortak bir karar almışçasına kendilerinden hiç ödün vermeden basit hayatı, insanların ortak yaşam alanları zorlaştırmaya devam ediyorlar. Zaten asıl mesele bu: Hayat ve yaşam zor değil. İnsanlar zor insanlar! Evet insanlar! Çünkü birbirilerine duvar örmüşler. Ekseriyetimiz de farkında olmadan bu duruma ortak oluyoruz. Çok acı ama gerçek bu. Peki bizim rolümüz ne? Birilerinin kuklası mıyız? Veya kendimiz miyiz? KUKLA OLMAK: Dünya hepimizin ortak yaşam alanı fakat bizim de kendimize özel ve has dünyamız olmak zorunda. Bunu ailemize ve etrafımıza kabul ettirmek zorundayız. Mesela ailemizin veya etrafımızdakilerin istediği gibi biri olmak bize ağır sonuçlar ve bedeller ödetir. En basit örnek mutsuz oluruz. Bu yüzden her ne olursa olsun etik ve ahlaki kurallar çerçevesinde, topluma zarar vermeden kendi dünyamızı kurmak zorundayız. Birilerinin kuklası olarak sadece onları mutlu ederiz. Kendimiz mutsuz bir yaşam süreriz. “Unutmayın bir şeylerin esiri ve kölesi olmak, ağır bedeller ödemenize sebep olur.” Yani demek istediğim kimsenin kuklası olmayın. KENDİN OLMAK: O kadar huzur verici bir cümle ki “kendin olmak.” Ortak yaşam alanımız olan dünyada etik ve ahlaki kurallar çerçevesinde dünya içerisinde kendimize özel dünya kurmak. Ailemizin veya çevremizdekilerin istediği gibi biri değil de sadece kendi istediğimiz gibi yaşamak zorundayız. Her ne kadar zor da olsa bunu topluma empoze etmeliyiz. Onlara bu durumu kabullendirmeliyiz. Lavinya dergisinin de söylediği gibi… “Sadece kendin ol. Unutma ki kendini kabul ettiğin ve sevmeye başladığın zaman her şey değişmeye başlar.” Yani her şey kendinde başlar ve biter. Kukla olmak ile Kendin olmak arasındaki ince çizgiyi anlayıp hayatınıza entegre etmeniz dileğiyle…