Lavinya Dergisi
HASRET TÜRKÜSÜ“Susup içime döktüğüm cümlelere boğazımdan geçiş yok Parmak uçlarımla konuşuyorum, duyuyor musun?”
Sessiz bir çığlık gibi yankılanır göğüs kafesimde
Kalbimde çırpınan o kuşun yaktığı ağıt
Bir hasret türküsüdür soluğum
Havaya karıştığında gizliden içlenir bulutlar
Ben ağlayamasam da yaz gecikir, mevsimlere yağmur yağar!
Ulaşır dağa özlemim, bulaşır ağaçlara
O göç etmeyi seven kuşun kanadına ve atlayıp biner rüzgârın
sırtına
Dolaşır dört bir yanı, geçip giden zamandan azade
Sığdırır tüm o mesafeleri usul usul beliren
İncecik, küçük bir iç çekişe…
Sevdamdır sana esaret, ben sana hasret…
Avuç açarım soluk soluğa kaldığım bir duaya
Bil ki özgürlüğe sevdalı her ruh, biraz esirdir bedende
Noktası konulmamış, öznesi sensiz her cümle, biraz eksiktir
Bunca sessizliğin arasında özlemek, en gürültülü eylemdir!