Lavinya Dergisi

HASRET TÜRKÜSÜ
Gülşah DEMİRCİ

“Susup içime döktüğüm cümlelere boğazımdan geçiş yok Parmak uçlarımla konuşuyorum, duyuyor musun?”

Sessiz bir çığlık gibi yankılanır göğüs kafesimde

Kalbimde çırpınan o kuşun yaktığı ağıt

Bir hasret türküsüdür soluğum

Havaya karıştığında gizliden içlenir bulutlar

Ben ağlayamasam da yaz gecikir, mevsimlere yağmur yağar!

 

Ulaşır dağa özlemim, bulaşır ağaçlara

O göç etmeyi seven kuşun kanadına ve atlayıp biner rüzgârın sırtına

Dolaşır dört bir yanı, geçip giden zamandan azade

Sığdırır tüm o mesafeleri usul usul beliren

İncecik, küçük bir iç çekişe…

 

Sevdamdır sana esaret, ben sana hasret…

Avuç açarım soluk soluğa kaldığım bir duaya

Bil ki özgürlüğe sevdalı her ruh, biraz esirdir bedende

Noktası konulmamış, öznesi sensiz her cümle, biraz eksiktir

Bunca sessizliğin arasında özlemek, en gürültülü eylemdir!