Lavinya Dergisi
OLMUYORUM, ÖLMÜYORUM!Tutsak kaldı dudaklarının arasında, Yüreğinin esaretinden kurtulamayan Seni Seviyorumlar.
Zaman kıvranırken göz kapaklarımda
Yaşadığım her an;
Kırık camlarla kaplı avlu
Ayağımın altında...
Derin bir ah! çıkar nefesimden
Sesime bezeli acılarımın, içimde çizilmiş resmi
Yüzüm neva ile ıslanmak istese de
Hicaz çalar gözlerim...
Boğazımda aradığım ıslaklık
Yok suyun kimyasında
Yusuf'un kuyusunda pişiyorum
Yunus'un üç büyük karanlığında aydınlanıyorum...
Ertelenmiş çalar saat gibi yaşamım
Gerçeklerim ve düşlerimin dişlileri arasında sıkışmış
Meydan okurken belirli aralıklarla dünyaya
Ben çıkıyorum yine yoluma,
Nedir Tanrım!
Bu benim, benden çektiği...
Çakıl taşları duruyor şimdi boğazıma
Sabır, süzülmüş tespih tanesi misali
Dökülüyor avuçlarımdan
Nedamet sessiz bir çığlık
Akıyor ruhuma kulaklarımdan
Elimi bahara uzatırken, sırtımda kara kış soğuğu
Dar geliyor bedenim ruhuma
Gözlerim çıkıyor yuvalarından
Ölüm değil ölmüyorum,
Fakat olmuyorum,
Yaşayamıyor, nefes alamıyorum
Bu zamana ayak, uyduramıyorum
Olmuyorum, ölmüyorum...