Lavinya Dergisi

OLMUYORUM, ÖLMÜYORUM!
Mehmet KEKEÇ

Tutsak kaldı dudaklarının arasında, Yüreğinin esaretinden kurtulamayan Seni Seviyorumlar.

Zaman kıvranırken göz kapaklarımda

Yaşadığım her an;

Kırık camlarla kaplı avlu 

Ayağımın altında...

Derin bir ah! çıkar nefesimden 

Sesime bezeli acılarımın, içimde çizilmiş resmi

Yüzüm neva ile ıslanmak istese de 

Hicaz çalar gözlerim...

 

Boğazımda aradığım ıslaklık

Yok suyun kimyasında 

Yusuf'un kuyusunda pişiyorum 

Yunus'un üç büyük karanlığında aydınlanıyorum...

Ertelenmiş çalar saat gibi yaşamım

Gerçeklerim ve düşlerimin dişlileri arasında sıkışmış

Meydan okurken belirli aralıklarla dünyaya

Ben çıkıyorum yine yoluma,

Nedir Tanrım! 

Bu benim, benden çektiği...

 

Çakıl taşları duruyor şimdi boğazıma

Sabır, süzülmüş tespih tanesi misali

Dökülüyor avuçlarımdan

Nedamet sessiz bir çığlık

Akıyor ruhuma kulaklarımdan

Elimi bahara uzatırken, sırtımda kara kış soğuğu

Dar geliyor bedenim ruhuma

Gözlerim çıkıyor yuvalarından

Ölüm değil ölmüyorum,

Fakat olmuyorum,

Yaşayamıyor, nefes alamıyorum

Bu zamana ayak, uyduramıyorum

Olmuyorum, ölmüyorum...