Lavinya Dergisi
HAYAT DEDİĞİNDoğduğumuz andan itibaren açılan bir defterdir yaşam dedikleri. Her sayfasında başka bir nota çalan, ne kadar süreceğini bilemediğimiz bir şarkıdır. Belki de sayfalarını neler ile dolduracağımızı tahmin edemediğimiz, sonunu kestiremediğimiz bir hikayedir. Yaşadığımız ya da yaşayamadığımız her şeyin bir anlamı vardır hayatta. Bize 'iyi ki olmuş' ya da 'şu da keşke böyle olmasaymış' dedirten her olay bir sınırıdır yaşam haritamızın. Ve daha sonra yaşayacaklarımızın. Kocaman umutlarla çıktığımız uzun yollarımız olur bazen. Ama o kadar yorgun düşeriz ki yolun sonuna varmaya bir adım kalmışken yerimizden kıpırdamaya bile mecalimiz kalmaz. Vazgeçmek umut etmeye galip gelir. Ve o büyük umutlarımızı adı hayal kırıklığı olan bir balona bağlayıp gökyüzüne bırakıveririz. Hikayemize bazen acılar, bazen mutluluklar, bazen kırgınlıklar, bazen de yepyeni heyecanlar eklenir. Hayatımızda sayfalarca anlatabileceğimiz yaşanmışlıklar birikir. Acılarımız bizi yaralarken, bazen başka bir yarayı iyileştiren bir merhem oluverir. Yaşanan mutluluklarla denizler aşabilecek gücü bulurken içimizde, bazen hepsi gönlümüzün havuzunda eriyen kağıttan bir gemiye dönüşüverir. Bize şarkılar söyleten, bizi kabımıza sığdırmayan heyecanlar, geceleri sızısından uyutmayan yaralı, kırgın bir kalbe çevirebilir bizi. Ama insanoğlu dediğimiz, o hikayenin başkahramanı, her birini sırtlayabilecek güce sahiptir. Hiçbir zaman omuzlarına taşıyamadığı yükten fazlası yüklenmeyecektir. İstediği gibi sonlanmayan hayallerini, yaşadığı tüm ümitsizlikleri tek bir kelimeye sığdırabilir: Olsun... Ama bu her zaman öyle kolay değildir. Çalınan şarkılarda bile söylenir: "Olsun demek de zor artık Çocuk düşlerimiz yok artık."