Lavinya Dergisi
DÜNYA DEĞİRMENİÖmrü ferahlatan mis kokulu sabahları duymak için, gerçek sevgiye ulaşmaktaydı hep umut.
Bazı
zamanlar
Şefkatli
ellerin kızıl gölgesinde
Uyurdu
hüznün hıçkırıkları…
Sakindi…
Sessizdi…
Sonra yine
en baştan bir savaş
Ruhun
ruhla…
İnsanın
insanla…
Kaç asır
geçti tadı değişmedi
Çocukların
parıldayan gözbebeklerindeki
Kristal
saydamlığında kederin…
Bir keder
ki!
En çok
sevmesini istediğinin sevmediği
En çok
gitmesini istemediğinin bir daha dönmediği
Ama
dünyanın bir değirmen gibi
Sevgiyi
öğütürcesine döndüğü
Köprü
altında yaşayan bir evrene hapsolmuş
Kısır
bestelerin namelerinde kesilen çığlık
Gurbetin
dahi reddettiği…
Avuçlarındaki
derin çizgilerin kaderi
Denedin!
Bıçak
yarasıyla da düzelmedi
Köhne
arzuların kimliğinde
Parmak
uçlarındaki umuttan öpen
Bir gencin
berrak yüreği tutulur güneşte
O
kurtaracak belli ki
Dünyanın
sevgiyi
Bir
değirmen gibi öğütmesini
Elden ele,
yürekten yüreğe çoğaltacak sevgiyi
Ufak bir
bakışla, ince bir dokunuşla
Sonra
anlayacak asıl hakikati
Her sevgi
biraz da un ufak öğütürdü yüreği…
Dünyanın
insanı öğüttüğü gibi…