Lavinya Dergisi
BAĞYolda, mecmuada, telefonunuzun ekranına düşen o sayfada, sohbet ettiğiniz bir dilde, okuduğunuz kitapta, izlediğiniz herhangi şu filmde ansızın karşınıza: “Duyduğum en güzel cümle bu!” dedirten kelime öbekleri çıkar. En sonuncusunu döktüm satırlara bile: “Kan, sizi akraba yapar. Sadakat ise aile.” Sadakat nedir? Bir miktar girersek derine. “Sağlam, güçlü ve içten bağlılık.” diyor sözlükler anlam çeşitliliği ile. Peki, bu bağ nasıl kurulur? Kimyada kovalent bağ denir ilişkiye. İki ya da daha fazla atom arasındaki başka bir güçlü kimyasal bağ çeşidi çekirdekte. Bu bağlar, iki element arasında bir elektron paylaşıldığında oluşur ve yaşayan organizmalardaki en güçlü bağ şekliyle. Kimya sevmeyenler için denizci bağına geçebiliriz hızlıca. Kazık bağı, izbarço, camadan, sancak çok çeşit var elde. Kış geçti ama öteki soğuklara kadar hırka örelim sesleriyle. Sahneye çıktı yün bağı, ne kadar sağlam ola öylece? Kaç düğüm atsak tutar düğüm delice? Ha! Bunlar lüzumsuz bize gönül bağı lazım düşünceleri geldi el ele. Kiminle oluruz aile? Her şeyin ışık hızıyla tüketildiği bir toplumda eş, dost, arkadaş, akraba, evlat... Kimi daha çok severiz sizce? Emek vermek dedikleri nasıl güzelse. Verilen sözlere bağlılık yarışır onunla hece hece. Elbette güvenmek bir bilmece. Lakin aynı yolda yürümek, sıcak omza başını koymak, sevmek, saymak, sofrayı ve dertleri paylaşmak değil mi ki elmas değerinde. Öğrendiğin haberi ilk kiminle paylaşıyorsan işte o senin gönlünde ece. İhanet edip insan yenilir mi kibrine? Sadakat planlı olmaz, üretilmez metreyle. Sonra satılmaz çarşıda üç, beş para ile. Affetmek, hoş görmek, incitmemek, koparmamak gülü sevse bile. Velhasıl ruh başkalaşınca çıplak kaldı. Ar, vefa, edep, dostluk, aşk barındıracak bir beden aradı. Dostu, yareni aile sayabilen kalabalıklaştı. Kırmadan sevmek tüm yamaları onardı. Merhamet ve şefkat, yaşanan bin bir anıyla sarmalandı. Belki kan, belki can bağı harmanlandı. Ama gönülde hep düştüğünde kalktığında, hastalığında, sağlığında, en derin sırlarını paylaştığın o seçtiğin sadıklar kaldı.