Lavinya Dergisi
TESADÜF VE TEVAFUKSadece insanların değil; kâinattaki her şeyin bir kaderi vardır. Hatta kitapların ve yazı karakterlerinin çizgileri de bu tanıma dâhildir. Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir. Tesadüf: “Rastlantı, yalnızca ihtimallere bağlı olan olayların kesin olmayan sebebi, tedbirsiz meydana gelme.” gibi açıklanmaktadır. “Elem, keder, gam.” Bilhassa üçü de tesadüfi değildir. Vuku bulduğunda sıkıntı olduğunu düşündüren anlar belki de kurtuluşun müjdecisidir. “Dert insana hep yol gösterir.” der, sufiler. Önemli olan vazgeçmemektir. Çünkü kader her an yeniden yazılabilir. Kiminle ne zaman karşılaşacağını, hangi dileğini nerede bulacağını bilmezsin. Hayat niyetin gayrete dönüşmesidir. Öyleyse “Sen yola çık, yol sana görünür.” sözünün mimarına kulak verilmelidir. Elbette sözün sahibi Mevlana Celaleddin-i Rumi’dir. Dönelim dört bir yanımızı tesadüflerin sardığını sandığımız dünyaya. Çıkılan yolda adım attığımız her zerrenin muhteşem nizamı, bu denli ekolojik denge, mükemmel uyum elbette yaratanın hikmetidir. Peki! “Tesadüf yoktur, tevafuk vardır.” cümlesiyle anlatılmak istenen nedir? Tevafuk: “Bir birine uygunluk, muvafık oluş, nizamdanmış biçimde uygun olmak.” gibi açıklanmaktadır. Yerdeki karıncadan gökteki yıldızlara kadar işleyen sistem tesadüf eseri midir? Hem öğretmen hem öğretici insan her ilişkinin içinde. Vardır bir neden yenilerin hayatına eşlik etmesinde. Doğduğu ülke, seçtiği eş, sıra arkadaşı. Tesadüf değildir; günlük rutinde bir martı çığlığı, simit satıcısının sesi, eve dönerken yürüdüğü yol, çınar ağacı, karşılaşma, algılayış, bakış, sezi… Var muhakkak ilahi iradenin takdiri. Mesela; atom ve güneş sistemi. Atomun ortasında çekirdek, etrafında da elektronlar döner. Güneş sistemininse ortasında güneş, etrafında da gezegenler döner. Ne çok örnek verilir su misali. Tesadüf ve tevafuk. Gelelim aşka; yine tesadüf olmazmış. Lakin tevafuk, iki gönlün bir gönle sığdırılmasıymış. Senin karşına çıkarıldıysa bunun muhakkak bir nedeni olmalıymış. “Kâinatta, tesadüfe tesadüf etmek imkânsızdır.” cümlesiyle felsefe kitaplarını süsleyen Sokrates, belki de tevafuk kelimesini aynı manada yazmış. Kader çizgimiz bir bilmece. Yaşayıp görmek lazım hece hece. Ne geçmişe ne geleceğe takılı kalmak gerek öylece. Gelişigüzel gibi duran parçaların hepsi hoş bir bütünün parçası ince ince. Dileyen beklesin tesadüfleri; kimisi bekler hoş bir tevafuk sadece.