Lavinya Dergisi
FRİDA KAHLOFrida Kahlo, Meksikalı bir ressam. Neydi onu böyle ünlü yapan? Tabloları, aşk hayatı, aldığı eğitimler, siyasi görüşü, renkli görüntüsü, hastalıkları, geçirdiği ameliyatlar... Peki ya söylediği sözler ve onları bu günlere taşıyan nesiller? - Ölmesinler diye çiçeklerimin resmini yapıyorum. - Akıl durdu, kalp soğudu, dil de susunca vazgeçtim. - Kendinize sihirmişsiniz gibi bakacak olan bir âşık seçiniz. Frida Kahlo, Meksikalı bir ressam. Yüzü, örgüleri, çiçekleri, küpeleri, tarzı, tavrı ile ikonik bir kahraman. Acı dolu yaşamına nice başarılar sığdıran. Henüz altı yaşındayken geçirdiği çocuk felci ile bir bacağı sakat kalan. “Tahta bacak Frida” lakabı takılan. Bu durumu hiç takmayan. Üzerine dönemin en iyi okullarında tahsil alan. On sekiz yaşında geçirdiği trafik kazası ile uzun süre yatağa mahkûm kalan. Otuz iki ameliyat ile ruhu, kendi deyimiyle tahrip olan. Ve tanıştığı ünlü ressam Diego Rivera’ya âşık olan. Acılarını sergilerinde fırçalayan. - Bana yalan söylemene üzülmedim. Bir daha sana asla güvenemeyeceğime üzüldüm. - Diego’ya bakıyordum, biricik kurbağama âşıktım. Bir soluk alıyordum. - Kendi portremi resmediyorum çünkü çoğunlukla yalnızım, çünkü en iyi tanıdığım insanım. Frida Kahlo, Meksikalı bir ressam. Peki, nedir kadınlara ilham olan? Kısa yaşamına sığdırdığı onca fiziksel ve ruhsal acıya rağmen, pek çok eseri, aşkı, umudu, heyecanı, boş vermişliği ve yaşama tutunma çabasını alkışlatan. Durma sen de; resim yap, kıymet bil, sus, konuş, âşık ol, uç, kaç, güven, kalk, vazgeç, tutun, soluk al, en iyi tanıdığın insan kendin ol, kimseyi yargılama, sil yarayı açanı, affet, unut ya da bırakma. Lakin yaşa… Kimse pamuklara sarılıp sarmalanmıyor hayatta. İnişler, çıkışlar, aşklar, ayrılıklar, kazalar, ihanetler, beklenmedik olaylar. Günün sonunda bıktık monotonluktan deyip; içilen sıcak çorbanın, sabah uyanmanın, var olan çatının şükrünü unutmalar. İsyan etmek, pes etmek veyahut gereksiz haykırışlar. Oysa bize geçmesi gereken duygu olmalı; nice yaşamlara tanık olunca, azmine olan hayranlıklar. - Ahlak ve namus deyince sadece kadınlardan konuşmaya başlayan herkes, ahlaksız ve namussuzdur. - Kadınlar yavaş yavaş unutur. Önce yaradan başlar. Sonra yarayı açandan. - Uçmak için kanatlarım varken ayaklarıma ne gerek var ki? Frida Kahlo, yirminci yüzyılın en büyük sanatçılarından biri. Açıldı onu yakından tanımak isteyen herkese özgür ruhlu, tutkulu o ressamın Meksika’nın banliyölerindeki mavi boyalı evi. Elbiseleri, korseleri, takıları, makyaj malzemeleri ve külleri. Mavi ev, bir sergi gezmekten çok, onun hayatına ayrıcalıklı bir bakış atma hissi. O zaman şimdilik bitirelim bu bahsi. Finali yapsın en sevdiğim sözlerinden biri: - Yürüyemezsem dans ederim. “Başaranlar; hayatın çapraz ateşinde kalıp, vals yapanlar değil mi?”