Lavinya Dergisi
ALICE IN WARLAND“Susup içime döktüğüm cümlelere boğazımdan geçiş yok Parmak uçlarımla konuşuyorum, duyuyor musun?”
Tuttum bir sayfa
açtım ömrümden
Yıllardır
süregelen bir hikâyenin orta yerinden…
Geç kalma telaşına
aşina, o beyaz tavşanın
Yaşanmışlıkları,
daha yaşanacaklar geçe
Ve yolun yarısına
bir kala belki de…
Ne de olsa
kısıtlıdır dünya vakti insanın
Gözünden
düştüğünden beri Tanrı’nın
Bir şiir desem
değil, bir masal desem, hayır!
Olsa olsa kötü
bir rüya olmalı bu
Birileri
savaşırken, birilerinin seyirci kaldığı
Ömür hırsızıdır
insanoğlu
Karabasanıdır
kendisinin
Büyük-küçük fark
etmeksizin
Değişmez,
yaralara yeni yaralar açtığı
Öyle bir düşten
düştüm ben
Acımasız bir
savaş meydanıydı hayat
Yoruldum, durdum
ve sonunda tüm göğü tuttum
Sığdırdım
yıldızları gözlerime
Dilekler dileyip
göğsümde uyuttum
O beyaz tavşana
kan sıçramasın diye
Bir avuç avuntu
ellerimde…
Kimselerin
anladığı yok
Ah, kimselerin
bildiği yok
Harikalar Diyarı’nın
üstü karalanmış
Bazı sayfalar
daha boşken yırtılmış
Üstelik uyuyup
uyanınca da geçmiyor
Issızlığıma doğru
yürüyorum ben
Üç bomba düşerken
gökten…