Lavinya Dergisi

ALICE IN WARLAND
Gülşah DEMİRCİ

“Susup içime döktüğüm cümlelere boğazımdan geçiş yok Parmak uçlarımla konuşuyorum, duyuyor musun?”

Tuttum bir sayfa açtım ömrümden

Yıllardır süregelen bir hikâyenin orta yerinden…

Geç kalma telaşına aşina, o beyaz tavşanın

Yaşanmışlıkları, daha yaşanacaklar geçe

Ve yolun yarısına bir kala belki de…

Ne de olsa kısıtlıdır dünya vakti insanın

Gözünden düştüğünden beri Tanrı’nın

 

Bir şiir desem değil, bir masal desem, hayır!

Olsa olsa kötü bir rüya olmalı bu

Birileri savaşırken, birilerinin seyirci kaldığı

Ömür hırsızıdır insanoğlu

Karabasanıdır kendisinin

Büyük-küçük fark etmeksizin

Değişmez, yaralara yeni yaralar açtığı

 

Öyle bir düşten düştüm ben

Acımasız bir savaş meydanıydı hayat

Yoruldum, durdum ve sonunda tüm göğü tuttum

Sığdırdım yıldızları gözlerime

Dilekler dileyip göğsümde uyuttum

O beyaz tavşana kan sıçramasın diye

Bir avuç avuntu ellerimde…

 

Kimselerin anladığı yok

Ah, kimselerin bildiği yok

Harikalar Diyarı’nın üstü karalanmış

Bazı sayfalar daha boşken yırtılmış

Üstelik uyuyup uyanınca da geçmiyor

Issızlığıma doğru yürüyorum ben

Üç bomba düşerken gökten…