Lavinya Dergisi

DOĞRU İNSAN
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

14 Şubat Sevgililer günü; aşk, mana, hediye... Neyi isterseniz çağrıştırsın aklınızda. Veyahut kutlayın, kutlamayın. Hatta bazıları “Kapitalist sistemin bir parçası.” olduğu düşüncesiyle eleştirsinler sırasıyla. Haydi, bulalım biz ruhumuzu Roma’da. Aziz Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir gündür temeli. Romantik aşk ve Valentine arasındaki bağlantı ilk olarak 14. yüzyıla ait kaynaklarda görülmekte. Yazılanlara göre; Romalı askerlerin evlenmelerinin yasak olduğu dönemlerde Aziz Valentine gizlice evlenmelerine yardım etmekte. Sanılanın aksine 14 Şubat’ın Aziz Valentine’nın doğum ya da ölüm tarihiyle ilişkisi yok da denilmekte. 14. yüzyılda yaşamış İngiliz şair Chaucer’e göre de kuşların eş seçtikleri tarihin 14 Şubat olduğuna inanılmakta. Bir diğer görüş; Fransa ve İngiltere’de 14 Şubat günü geleneksel olarak kuşların çiftleşme günü olarak bilindiğinden, sevgililer birbirlerine Valentine diye hitap etmekte ve güzel sözler yazan notlar vermekte. Hatta Valentine, öldürüleceği günden bir gün önce gardiyanın kız kardeşine “Valentine’dan” imzalı bir not kâğıdı teslim etmekte. Uzun sözün kısası inanışlar, bilgiler, efsaneler bitmemekte. Peki! Sarmalandık bilgilerle. Şimdi gelelim meselenin özüne: “Sevmek nedir? Aşk’ın ömrü var mıdır? Sevgili tek midir? Verilecek en güzel hediye nedir? Pahalı hediyeler aşkın ömrünü mü uzatır? İnsan hayatı boyunca sadece bir kişiyi mi sever? Vefa aşka dair midir? Kaç hata bir ilişkiyi bitirir? Kim daha çok sevilir?” gibi ne çok soru akla gelir. Herkes için farklıdır cevaplar elbette. Keşke tüm sevda masalının başlıkları eskisi gibi “Bir yastıkta kırk yıl.” olarak atılsa. Gökten daima üç elma düşse. Mutlu sonlar hüküm sürse. İnsan aşkın büyüsüne kapılırken doğru insanı seçebilse. Dağlar delinse, çöller aşılsa. Tamam, yapılacaklar o kadar uzun boylu olmasa. Modern dünya Mecnunları, Ferhatları teknolojiye alışmakta. İnsan sadece karşı cinse değil, kuşlara, böceklere, çiçeklere âşık olsa. Pozitiflik saçsa, güzel sözü diline pelesenk yapsa. Sa, se iyi dilekleri Eros okuyla fırlatsa. Sayfalar yazılır konu “aşk” olunca. Mesele sadece 14 Şubat’ı kutlamak olmazsa. Sevginin günü yok da belki sık dile getirmeyenlere bir fırsat doğduysa. Bir gül, bir şiir, bir tatlı ile sevgilinin kapısına varılsa. Sahi insan kime âşık olsa? Sevdasına sahip çıksa? “Doğru insan.” diyoruz da; o kim ola? Koklayarak mı bulunsa? Fal mı açılsa? İlan hangi sayfaya verilse? Kriterler mi azaltılsa? Bu konu üzerine de yine neler neler yazılır ama… Geçenlerde bir güzel söz okudum: “Kalbimi bıraktım her satırına. İşte kelimelerimi bitirirken sizi de bu söz selamlasın okur; aşkın hatırına.” “Bütün zayıflıklarınızı bilen ama onları size karşı kullanmayan insan, doğru insandır.” Doğru insanla nice 14 Şubat’lara.