Lavinya Dergisi
OKUMAKHani bir söz var ya “Bir çay doldur, Bir kitap seç ve dünyayı sessize al...!” peki siz değerli okur en son ne zaman bir çay ve kitap ile dünyayı sessize aldınız? Bazen insanlar birbirlerine en son hangi kitabı okudun diye sorarlar. Halbuki okumak genel bir kavramdır içerisinde farklı farklı yazılar ihtiva eder. Evet, kitap okumak harika bir şey içerisinde bulunduğun dünyadan koparak bambaşka bir dünyaya girmek, ruhunu, beynini, fikrini, zihnini, düşünceni hapsetmektir. Kitap eğlence için veya çevrenizdeki insanlara gösteriş yapmak için sizin oyuncağınız olabilecek bir materyal veya eşya değildir. Hani hapsetmektir demiştik bir üst satırda buradaki hapsetmekten kastım içerisinde bulunduğumuz an ile aramıza duvarlar örerek, set çekerek yeni düşüncelere, fikirlere, kendimize yol açmaktır aslında. Yeni hayatlar öğrenmektir hani bir söz var ya “Kitap okuyan biri ölmeden önce binlerce hayat yaşar. Hiç okumayan insan ise bir hayat yaşar...” diye... Okuyan bir insan ile okumayan bir insan beyni asla aynı değildir... Çünkü okuyan insan beyni ve zihni daha tecrübeli ve düşünceli hareket eder. Okumak deyince aklımıza genelde kitaplar gelir. Fakat deneme, makale, şiir vs. gibi yazıları okumakta çok önemlidir. Elbette okuyan insanların mutlaka haftada bir kitap bitirdiğinden şüphemiz olmadığı gibi her türden yazıyı okuduğundan da şüphemiz yok. Benim asıl söylemek istediğim şey kitap okuyoruz diye diğer yazı türlerinden kendimizi mahrum bırakmamak. Yazılan her kitap, yazılan her makale, deneme, şiir son derece önemli ve kıymetlidir. Yani okumak özgürlüğe uçmaktır... Yapılan araştırmalara göre 2021 yılında ülkemiz kitap okuma sıralamasında 180 ülke arasında kendisini 140. Sırada buldu. Ne yazık ki üzücü ve düşündürücü bir durum aslında, okumayan bir nesil yetişiyor ve her gün biraz daha kaybolmaya yüz tutuyor. Şartlar eşit ve adaletli olmasa da her nerede olursan ol ne iş yaparsan mutlaka ama mutlaka okumaktan vazgeçme! Yıllar önceydi sosyal medya hesaplarımdan birinde gezerken bir fotoğrafa rast geldim. Fotoğrafta temizlik görevlisi bir ağabeyimizin kitap okurken habersizce çekilmiş fotoğrafı ve açıklaması vardı. Fotoğrafı çeken kişi kendisine şu soruyu sormuş “neden istirahat saatinde kitap okuyorsun dinlenmek yerine?” ağabeyimizin cevabı ise çok manidar ve ders niteliğinde “tebessüm ederek kitap okurken de dinlenir insan” diye cevap vermiş. İman varsa imkânda vardır... İman aslında inanmak demektir. Yani bir kişi önce kendisine inanmalıdır. Zaten sen kendine inandıktan sonra imkân bir şekilde zuhur eder. Bir dünya istiyorum içerisinde okuyan insanların olduğu... Bir dünya istiyorum içerisinde okuduğunu anlayan ve anlatan insanların olduğu... Bir ülke istiyorum sokaklarında okuyan insanların olduğu... Bir ülke istiyorum içerisinde kütüphanelere akın akın giden insanların olduğu... Bir dünya istiyorum sadece okuyan insanların olduğu, kitapların olduğu bir dünya istiyorum... Bazı insanlar görüyorum ve onlardan okumak için zamanlarının olmadığını işitiyorum. Fakat olayın en ilginç kısmı ve trajikomik olan tarafıysa okumak için zamanı olmadığını söyleyen insanların bilgisayar ve cep telefonu oyunlarına, kafelerde, alışveriş merkezlerinde saatlerce eğlenecek zamanlarının olması... Evet, kabul ediyorum elbette insanın bu tür aktivitelere ihtiyaçları var ama günlük 20 - 30 sayfa olacak kadar bile okumaya zaman bulacaklarından eminim... Zaten yapılan birçok araştırmaya göre günde en az 20 - 30 sayfa kitap okumanın insan beyni için son derece sağlıklı olduğu kanıtlanmıştır. Yani bahanelere yer olmadan zamanı iyi değerlendirmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Unutmayalım ki Kur’an-ı kerim ile ilk gelen emir “Oku! Rabbinin adıyla oku… ” Hitabıyla okuma, yazma ve ilme çağrı vardır... Okumaktan vazgeçememeniz dileğiyle...