Lavinya Dergisi
SEVGİ RÜZGÂRISevgi, sevda, sevmek..Her gün işitiyor kulaklarımız bu kelimeleri, her gün görüyor gözlerimiz gerçek mi değil mi diye, ayırt edemediğimiz sevdalıları. “Sev kardeşim!, hayat sevince güzel, sevgi emektir! Falan falan bir sürü şarkı dinliyor, şiirler okuyoruz, bazen de o şiir oluyoruz. Bırakın bu işleri, bırakın bu cümleleri!Daha kaç tane kitap, daha kaç tane şarkı , daha kaç tane göz kandırıcak yeryüzünü? Sanki sevmeye mecburuz, sanki sevilmeye mecburuz! Zaten herkes herkesi hemencecik seviyor, herkes içinde sevgi pişiren şarkılar, sevgi yoğuran şiirler yazıyor.Ama hangi sevgi?Hangi sevda? Sevdaları da sevmeleri de sıradanlaştırdık.Kolaylaştırdık.Uğruna fedakarlık yapmaktan vazgeçttik.İçini boşalttık özene bezene. Ve zamana yenik düşüyor hepsi ağır ağır.Herkesi, her şeyi sever olduk..Fakat herkesi, her şeyi değil; mutlak olan tek bir şeyi sevmek , sevmekti! Globalleşmiş dünyada laçkalaşan ilişkilere meze olan sevgiler mi? Ya da çıkar ilişkilerine yorgan olan sevdalar mı? Herkesin dilinde olan ama yüreğinde olmayan sevgiler mi? Böyle sevgileri sevmez olduk. Böyle sevdaları istemez olduk .Bu mutlak sevgi değil. Hangi role girersen girsin tanıyacağımız sevgi değil.Etimizle , kemiğimizle hissettiğimiz sevgi değil.Bir ağacın kökleri gibi toprağa bağlı değil.Bir dalganın çoşkuyla dans etmesi kadar huzurlu değil.Akşamları esen rüzgarın nefes boru dolması kadar gerçek değil.Bu sevgiler , bu sevdalar mutlak değil..! Tek bir sevgiye varabilmeniz, tek bir şey olabilmeniz dileğiyle..