Lavinya Dergisi
KURDELESİZ ARMAĞAN“Bir kimseye, sevindirmek, mutlu etmek için karşılıksız olarak verilen şey.” İşte başlığımızın tanımı. Peki o kimse olarak tanımda geçen özne veyahut özneleri ne mutlu eder? Ya da biz kime hangi armağanları alırız? Çiçek mi? Olabilir. Papatya, gül, frezya, sümbül? Koku mu? Mümkün. Kadınsı, erkeksi, fresh, seksi? Oyuncak mı? Çocuklar ve büyümeyen çocuklar için şahane. Bebek, top, bisiklet, ip? Belki daha da geniş bütçeler ayrılabilir mi? Hay hay. Pahalı saatler, spor bir araba, kuzey ışıkları için tatil bileti, kıymetli taşlarla bezenmiş parıltılı takı seti? Kimilerine göre de en kıymetli hediye “Zaman.” “Ona sevginizi göstermek için, zaman armağan edin.” der çoğu insan. “Sevgiyle verin küçük de olsa büyütür inan!” cümlesi de hiç yabancı değil, tamamı kulaktan. Gülen gözler de yeterlidir bir taraftan. Armağan hep öznede bahsi geçen kimisine olmaz. Kendine de verir, keyif alan yaşamdan. İyi yaren, vefalı dosttan dahası beyhude kaybedilmiş düşünce onaylanmış bakıştan. Sizi özgür kılan tutkular da armağan. Bir ömür seveceğine imza attığın; karar verdiğin o an. Gözlerine baktığın can. Tek damla gözyaşı uğruna akıtılan. Tatlı yiyelim ki tatlı olsun her an. O halde tüm şahaneliğiyle meyveli pasta, krem karamel, kazandibi size özel yapılan. Kahve kokusu olmadan kendine gelemeyenler için beyaz minik fincan. Bir şarkı, bir şiir, o beste sizin için yazılan. Yamacınıza varmak için engeller aşan. Daha niceleri yazılır, çizilir de. Kalem, kağıtla birleşince sonsuz bir liman. Ama bir tanesi var ki size sunulan: “Bir başkasının acısını anlamak.” açık ara en değerli anlam. İçi dolu buram buram. Bırakın süslü hediye paketlerini, yaldızlı poşetleri. İşte sade ama en değerli kurdelesiz armağan.