Lavinya Dergisi

SEVMEK NEDİR?
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

Bir ömür süren sevdalara ne oldu, bilinmez. Veyahut bilinir ama tarif edilemez. Bir ihtimal daha var; bilinir, tarif de edilir, lakin anlatılmak istenmez. Nedenler, ne içinler uçuşur beyinde; cevaplamaya dimağ yetmez. Dillerde bazı cümleler; hoşlanıyorum ama sevgiye dönüşmesi için aldığım elektrik yetmez. Voltajı attıralım dersen; bin amperlik anlatım bozukluğu elde, anten çekmez. Kulak versek çeşitli söylemlere; hoşlanmak bir anda, sevmek ise uzun bir süreçtir. Hoşlanmak; insanın kendi arzusuna odaklanmasıdır. Sevmek ise kendisinden çok karşısındakini düşünmesidir. Hoşlanmak; takıntı ve kıskançlığı doğurur. Sevmek ise güvenlidir. Hoşlanmak; en ufak şeyleri bile büyütmemize sebep olur. Sevmek ise küçük şeyleri umursamamaktır. Hoşlanmak; kin tutmaktır. Sevmek ise affetmektir. Peki insan sevmek için hala neyi beklemektedir? Sevmek, başını koyduğun omuz değil midir? Dedelerimiz, ninelerimiz bir bakışla sevmemiş midir? Hoşlanma duygusundan önce dâhi; sayısız kriter belirlemek modern çağın yeni üyesi midir? Voltajı arttıran cepteki imkanların ta kendisi midir? Yoksa kuşak çatışması dediğimiz olayın temeli, sevme duygusunun da değişmesi midir? Bir güzel söz, tek papatya, biraz cesaret, kızaran yanaklar, kulağa fısıldanan şiir, sıcak çay yanındaki sohbetten geçilmiş midir? Torunlara anlatılacak sevda hikâyeleri tükenmiş midir? İnsan kendine yabancılaşırken; sevmek duygusunu yitirmiş midir? Birinin kaşından, diğerinin gözünden, ötekinin sözünden hoşlanmak aşkın naifliğine aykırı değil midir? “Hoşlandım ama hevesim kaçtı.” cümlesini kurarken dudak; sevmenin heveslik olmadığı öğretilmemiş midir? İstediği pırlanta alınmadı diye küsen kalp; en basit halkanın bağlılık duygusundan nasibini almamış mıdır? Bir avuç anının yıllarca paragraflarınızda yer edeceği benimsetilememiş midir? Nargilenin ateşini tutuşturan tütünün; gönülleri ısıtmaya yeteceği gösterilmemiş midir? Komodinin üzerinde çalan kırk beşlik plak ile dans edilmemiş midir? Bırak; şıpsevdi zamane sakızının adı olarak kalsın yoksa çiğnenmemiş midir? Sevmek kelebek misali olmasın, hikayesini okunmamış mıdır? Hoşlanmak beklentilerle doludur, sevmek ise hali hazırda çok şeye sahip olduğunuz bilinciyle çerçevelenmiştir. Hoşlanmak çokluk gerektirir, sevmek tek kişi ile çerçevelenmiştir. Daha nice görüşler, tanımlar, yollar tespit edilmiştir. Çünkü; sevmek ve sevmeyi sürdürebilmek hayatın bizzat kendisidir. Voltaj, kriter, şıpsevdilik arayan insan; belki de sen haklısın sevmek herkese göre değildir. Nice satırlar daha yazılır ama bir noktada bitirmek gereklidir. Son vuruşta dervişe ses edilmiştir: “Sevmek ve hoşlanmak arasındaki fark nedir?” “Eğer bir çiçekten hoşlanırsanız, onu dalından koparırsınız. Eğer bir çiçeği severseniz onu her gün sularsınız.” Not: Dilerim daimî sulayan ve sulanan SEVMEK’ten nasiplenirsiniz.