Lavinya Dergisi

ÖLÜMÜN YALNIZLIĞI
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

Ölümün, yitik hasretlerime çare olacağı kanaatindeyim. Kainatın renkleri asil bir mavide bütünlük bulmuşken, Siyaha olan hayranlığını da anlamış değilim. Koşu maratonu hayatımızda, birinci olmanın getirisi, Yahut sonuncu olmanın götürüsü ile değil, Bitiş çizgisinin herkese 'son' olması ile meşgulüm. Giden bir yol herkese bitiyorsa, Önce veya sonra bitirmenin bir önemi var mı? 'Son' baharda yapraklarını savurmak mı dalların görevi? Yahut rüzgara inat ilkbahara direniş bir savunma mı bu? Asıl olan bu döngüye uymak mı? Bu döngüde kaybolmak mı? İnsanlık, yüzyılların dillerde aradığı tek nota, Birleştirip anlamak istediği kıta, Okuyup duyurmak istediği şarkı, Ama anlamlandıramadığı tek şiir. Ölümün, bütün soğukluğumuza çare olacağı kanaatindeyim. İlahi bir esinti ile evreni ısıtan güneşin, Tüm çabasına rağmen bu soğukluğu dindirememesini anlamış değilim. Bu duruma şahit olmanın hüznünü de barındırıyorum ruhumda, Veya sessiz gecelere bir sitem biriktirirken, Sadece merakıyla doluyorum. Soğukluğun sebeplerini düşünürken, Ayın karanlık yüzüne olan sevgiyi anlamak istiyorum. İnsanlığın keşfetmediği, haritada çizmediği bir toprak parçası, Sohbet edilmemiş bir oda, Susuz kalmış bir çiçek, Sevgisiz bir köpek yavrusu istiyorum. Anlayamadığım dünyada, Soğukluklarla dolu bir yaşam içerisinde, İnsanların arasında üşümektense, Keşfe uzak bir yerde, Bedenimin soğumasını istiyorum sessizce... Not: Zor bir günün sonunda elime aldığım kalemden çıkan sözleri sizlerle paylaşmak istedim.