Lavinya Dergisi
PSİKOLOJİK BASKI VE ŞİDDETMerhaba sevgili okurum. Bu yazıyı okurken çok dikkatli okumanı ve hayatında psikolojik baskının neresindesin bunu bulmanı ve bu tür baskılardan kurtulmanı rica ediyorum. Neden mi? Çünkü psikolojik şiddet, baskı fiziksel baskı ve şiddetten daha tehlikelidir. Global ve küresel dünya da gelmiş olduğumuz nokta itibariyle çok ciddi manada sıkıntılı bir konuyu naçizane kaleme almak istiyorum. Aslında bu konu ya bir türlü kabuk bağlamayan bağlamasını istemeyen sistemin getirmiş olduğu yaptırımlardan dolayı kanayan yaramızda diye de dile getirebiliriz. Hayatımızın her alanında ne yaparsak yapalım yani ne iş ile meşgul olduğumuzun önemi yok ne yaparsak yapalım toplumsal olarak psikolojik baskıya ve şiddete maruz kalıyoruz. Bu durum bir insanın isteyerek veya istemeyerek başına gelen bir takım olay veya hadiselerdir. Öncelikle isterseniz istemeyerek başımıza gelen psikolojik baskıyı değerlendirelim. Örneğin çalıştığımız iş yerinde herhangi bir arkadaşımızı düşünelim. Başına feci bir iş kazasıda gelebilir veya yaptığı bir hata yüzünden işten kovulabilir aynı zamanda uyarıda alabilir. “Bir daha bu hatayı yaparsan kovulursun!“ İstemsizce ortamdaki herkes bu konuşma şeklinden, tavırdan sonra etkileniyor ve hayatına bir nakış gibi işleyip zihninden bir türlü atamıyor. “Bunu yaparsam işsiz kalırım, eve ekmek götüremem“ vs. gibi düşüncelerle beynimizi, zihnimizi meşgul ederek kendimize eziyet etmeyi neden tercih ediyoruz ki? Sadece bu olaya şahit olduk başımıza gelmedi fakat bundan bizde ders çıkartarak hayatımıza devam etmeliyiz kendimize psikolojik baskı yaparak değil. İsteyerek yaptığımız psikolojik baskı iste kültürel farklılıklar ile meydana geliyor. Size başka bir örnek vermeden evvel bir söz yazmak istiyorum. “Baskı, ona karşı koyma gücünü doğurur.” “Andrew Solomon.” Örneğin muhafazakâr ve baskıcı bir aile düşünelim bu ailenin bir kız veya erkek çocuğu olduğunu varsayalım. Ebeveynler özellikle çocuklarına uyguladığı baskıdır. Benim kızım veya oğlum annesini, babasını üzmez. Kötü şeyler yapmaz, akıllı ve usludur vs. gibi söylemlerle ile çocukları psikolojik şiddet altına alarak son derece yanlış ve tehlikeli bir davranış sergiliyorlar. Çocukluğumuzdan itibaren görmüş olduğumuz veya maruz kaldığımız bilinçaltımıza yerleşen sürekli uyarı ve tehditlerden ötürü yetişkinlik dönemimizde kodlanmış bir makine gibi emir almaya alışıyoruz. Yaşadığımız iyi veya kötü olaylar karşısında tepkisiz ve çaresiz kalıyoruz. Hani derler ya ağzı var dili yok toplumsal baskı yüzünden gerçekten günümüzde bu tür insanlarla hayatımızın her alanında karşılaşıyoruz. Her ne kadar fiziksel açıdan rahat olsak da psikolojik açıdan rahat değilsek çok ciddi bir sıkıntı ile karşı karşıya kalmamız kaçınılmazdır. Çünkü psikolojik baskı altında yaşamak veya kendimizi sürekli psikolojik baskı altında devam ettirmek sağlık açısından son derece tehlikeli ve sakıncalıdır. Hayatınız boyunca iletişim kurmak ve kendinizi geliştirmek istiyorsanız asla kendinizi toplumun baskılarına kurban etmeyin. Her ne olursa yaşadığınız iyi veya kötü olayların size psikolojik açıdan tesir etmesine müsaade etmeyin Louise HAY’İN “DÜŞÜNCE GÜCÜYLE TEDAVİ” isimli kitabını şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum. Hayatınıza ve bakış açınıza tesir edecek bir kişisel gelişim kitabıdır. Son olarak eklemek istiyorum bir yerde okumuştum aynen şöyle yazıyordu. “Herkesle aran bozulabilir, bazılarının kaybı iyi gelebilir. Ama kendinle aran hep iyi olsun. O bozulunca her şey bozuluyor.”