Lavinya Dergisi
ÖLENLE DE ÖLÜNÜYORDaha dün gibi... Kendim gibi benimsiyorum bu ölümü. Sanki her anı, Her karanlığı yaşayacak gibiydim. Neden bu kadar karanlık bu geceler? Hiç mi acıması yok bir insana? Hiç mi merhameti kalmamış bu duyguların? Ne zamanı bilirler, ne de sınırlarını. Oysa bizden, içimizden bir parça, Nasıl oluyor da durduramıyoruz? Sanki geceyle dost gibiler. Ya hayattan sıyırıp ruhunu veren ölüler? Sadece sizler mi nefessiz kalıyorsunuz? Bu sitemim, bu duygularım Yüzünü dahi hiç görmediğim, tanışmadığım fakat hikayesini duyduğum birini anlatıyorum sizlere... Ne kadar yetebilirsem. Benim tek bildiğim hayat yoldaşını kaybetmiş biri. Fakat bu sadece bildiğim. Benim bildiklerim. Kim bilir beraber kaç savaş verdiler bu dünyada. Kim bilir omuz omuza kaç yol geçtiler. Şimdi birinin üzerinde toprak, Birinin de ruhunda. Siz bari acımasız olmayın duygular. Bu kadar çabuk, Bu kadar yoğun gelmeyin üzerime. Bilmiyorum belki de yalnızlık bu olsa gerek. Her şeye, herkese kafa tutmak, Susturmak. Belki de yalnızlık sessizliğe aşık olmak demek ha! Kimse anlayamaz arkada bırakılanları Ta' ki arkada olana kadar… Şimdi hangi satırlar anlatır bu kadının duygularını? Hangi şiir hangi şarkı unutturabilir bir dakikada geçmiş olan anıları.. Ölüm bu... Ne bilinen bir saati ne de bir vedası var. Sadece bir dakika öncesi. Ölüm birinin canını alırken Arkada kalan çoktan bırakmıştır ruhunu... Bunu herkes anlayamaz. Bunu ben de anlayamam...