Lavinya Dergisi

İŞTE BİR ŞAHMERAN HİKAYESİ
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

Canım Anadolu’nun efsaneleri, masalları, hikayeleri anlatılır durur kulaktan kulağa. Eski duvar motifleri, halıları, resimleri süslenir itinayla. Fısıldananlar ilham kaynağı yaşayanlara. Elbet hepsi neden olmuştur, sebepli veyahut sebepsiz sonuçlara. Büyükler konuşur, nasihat verir torunlara. “İyilik yap, kötülük bul.” işte bu cümlenin ders niteliğidir ve birleşir kelimelerin dansıyla. Bilgelik “Evvel zaman içinde; kalbur saman içinde.” diye başlayan da. Vücudunun üst kısmı güzeller güzeli bir kadın, alt kısmı yılan şeklinde “Şahmeran”. Doğu kültüründe mitolojik bir yaratık. İster gerçek deyin, ister yalan. Ama böyledir var olan. Rivayet, Tarsus’ta geçmekte. Burada yaşayan yılanlara “Meran.” adı verilmekte. Kraliçeleri ise “Şahmeran”. Yılan deyip geçme bu satırları okuyan! Akıllı ve şefkatli olduğu söylenir onların yaşayan. Cemşab; kraliçeyi ilk gören insan. Kimi fakir bir oduncu olduğunu söyler, kimi bir hekim lokman. Güzel bir bahçe içinde eşsiz çiçekler, havuzlar ve yüzlerce yılan. Mutludur Cemşab; bu diyarda yaşamaya başlamaktan. Yıllar geçer gel zaman git zaman. Sayılır artık Şahmeran’ın güvenini en çok kazanan. Sıkılınca; ayrılık günü gelsin der, dile gelir adam. Özlemiştir ailesini belki de bu nedenle gitmek ister oradan. Kıyamaz; yerini kimseye söylememesi karşılığında izin verir Şahmeran. Hem hayatını bağışlar; hem iyi davranır onca an. Yine bir rivayet padişah hastalanınca, diğeri kızı hastalanınca der durur. Sonuç olarak Cemşab; verdiği sözü unutur. Gösterir saklandığı gizli bahçelerin yerini, kalır altında bin bir ahın. Yine de içi acır onun aslında üzgün olduğunu gören Şahmeran’ın. Hasta’nın iyileşmesi için yarı kadın; yarı yılanın etini yemesi gerekir. Cemşab’ın mahcubiyete inanan kraliçe, ölümü pahasına bu duruma izin verir. Cemşab kazanları kaynatır. Eti yerine ulaştırır. Bekler tefeci misali iyiliğinin karşılığını. Alır! Durmaz bir gün vezir olur. Yılanlarsa kaderine terk edilir. Şahmeran artık yoktur! Beşik tıngır mıngır sallanır mı bilinmez. Lakin hala Meranlar; kraliçelerinin öldüğünü bilmez. Çünkü; Şahmeran intikam almamaları için ölümünün gizli tutulmasını ister. Belki de uzak bir şehirde yaşadığı sanılsın diler. Bunun haklı bir nedeni vardır. Yılanların öğrendiğinde Tarsus’u istila edeceği rivayette yazılır. Yazık ki insan bazen kötülüğe yenilir. Şimdi sayfada son satıra gelinir. Bu anlatımda; gökten üç elma düşmez. Bir nasihat belirir kaleminde, bu defa yazarın: “Verdiğin sözleri tut ve iyi huy ile sarın. Unutma; Cemşab olmakta, Şahmeran olmakta sadece senin seçimin.”