Deniz
kokusu genzimi yakarken kaçıncı düş bu kendimden aşağıya düşerken uyandığım?
Büyük patlamalardan sıyrılmak her kaçışında aynı yere geri dönmek neydi
sizler bilir misiniz ey aciz mefhumlar! Sıtkı sıyrılmış anılar çatlamış
bir duvar olur karşınızda çoğu zaman. Hanginizin gücü yetti o duvara dokunmaya
hanginiz içindeki canavarı dinlemeyi bırakıp kendiniz oldunuz en içten, en
çocukça? Doğru sizler tıpkı bir dinozor gibi ateşinizi saldınız en korktuğunuz
anda cesurca düşmanlarınızın üzerine geriye döndüğünde o ateşin sizi yakacağını
bile düşünemeyerek.
Hırsından gözlerine kepenk vurmuş aciz yaratıklar sizler birer tahta parçası
gibisiniz! Size dokunmakta olana heybetli gözüken içinde kendi heybetine bile
hesap veremeyen. Şimdi hangi düş arındırır sizi? Ya da hangi düş beni sizden
ayrı barındırır? Karışmışız birbirimize katran karası kalmış yersiz
telâşlarımız. Her yeni doğan güne yetişir salisesi şaşmış anlarımız...