Hayat
akıp giderken fütursuzca sürçülisan olmuş bütün bekleyişlerim. Her yola
adadığım umutlarıma yeni bir düğüm daha ekliyorum nasırlaşmış yüreğimle.
Kulağımdaki keman taksimine kaptırırken kendimi her notada bir kere daha
yitiyorum çizgilerimden. Ve canlanıyor pervasız anılar aniden. Cama vuran
damlalar hızlanıyor, şehir buğulanıyor. Bir zaman savaşıysa bu yine her cephede
yenilen ben. Olmaz, bu kalp savaşı derlerse o zaman bende hep kazanan sen.
Süregelen her şey alışkanlık olmuş bende. Misal beni saran gözlerin bakmalı hep
öyle. Yaldızlı gökyüzü şarkı mırıldanmalı uşşak makamından bize. Bak, bize diyebilmek
ne büyük aciz ruh belirtisi âlemini şaşırmış âlemsizlikte. Bir kalp atışı
sesine kaç biz yüklenir? Cevabını bulamadım sen sayar mısın benim yerime, çünkü
bilirsin ben hesap işlerini sevmem oldum olası akıl mahallinde. Sen ise gönül
hesapları arasında medcezirin kıyıya vurduğu garip bir yosun parçasının benim nezdimde.
Ayağıma dolanmanı istemem ama seni sarıp sarmalarım avuç içlerimde. Peki ya bir
gün savaşlar sona erdiğinde kendimce, süregelen alışkanlıklar bittiğinde sen
hala kalır mısın benimle?