Lavinya Dergisi
BAŞARISIZLIKHayatımızın her alanında sürekli karşılaştığı birtakım olaylara ve hadiselere bahane bulan, bahane üreten ve itiraz eden insanlar mutlaka çevremizde vardır. Peki biz ne kadar olaylar karşısında itiraz ediyor ve bahaneler üretiyoruz? Evvela kendimize bakmadan ve kendimizi ölçmeden, biçmeden, tartmadan yani kısacası kendimizi kefeye koymadan asla ve asla hiçbir insanı eleştirmeye hakkımız yoktur! Çünkü insan birini veya birilerini eleştirirken kendisinin ne kadar doğru ve düzgün olduğunu bilmesi önemli ve gereklidir. Eleştirmeden önce unutmamamız gereken olaylardan birisi ve en önemlisi de asla ama asla kimse dört dörtlük ve kusursuz değildir. Fakat her insan kendisini bir şekilde etrafındaki ve çevresindeki insanlara muhakkak tanıtır. Yani bir insan sürekli bir şeylere itiraz ediyor ve bahane üretiyorsa mutlaka tembel ve miskin bir insandır. Dolayasıyla başarısız bir insandır. Bahaneci ve itirazcı insanların en belirgin özelliği ise çevresindeki ve etrafındaki başarılı insanların sürekli açığını, hatasını kollamasıdır. Aslında bu psikolojik olarak başarısız ve itirazcı kişiliğine bürünmüş insanların başarılı insanları çekememezliği neticesinde ortaya çıkarmış olduğu bir takım fenalık ve kıskançlık göstergesidir. Yani başarısız insanlar bahane üretip miskin ve tembelce yatarken başarılı insanlar ise tam aksine gecelerini gündüzlerine, gündüzlerini gecelerine karıştırmıştır. Aslında zaten bu yüzden başarılıdır. Başarısız insanların en büyük ortak özelliklerinden biri de kendilerini son derece akıllı, zeki, kurnaz zannetmeleridir. Aslında bu olay tam tersidir. Yani zekâ seviyesinin eksilerde olduğu fakat bir takım yalakalık ve iki yüzlülük gibi olayları bir şekilde savuşturmalarıdır. Aynı zamanda bu insanlar toplum içerisinde başarılı ve saygın insanları küçük düşürme ve alay edici tavırlar, hal ve hareketler göstererek farkında bile olmadan bir takım var oluş çabası içerisine girmiş ve kendilerini son derece küçük düşürmüş ve rezil etmiş oluyorlar aslında. Başarısız insanların farklı bir özelliği ise başarılı insanların karşısında maddi ve manevi yönden psikolojik olarak kendisini küçük görme ve aşağılık kompleksine bağlı olarak öz güvenini kaybetmiş olmasıdır. Aslında işin özü şudur başarılı insanlarla uğraşmak yerine kendinizi geliştirme adına bir şeyler yapmanız daha doğru olacaktır. Yani üzerinize vazife olmayan işlere burnunuzu sokarak enerjinizi harcamak yerine enerjinizi başarılı olmak için harcamanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Zira hayatınız boyunca o insanları boş boş eleştirerek ve onların başarısını seyretmek ile zaman kaybedeceksiniz. Bence bu çok acı ve elem verici olsa gerek. Bizlere verilen şu kısa hayatı çok iyi bir şekilde değerlendirme şansımız varken gelin hep birlikte “zararın neredesin den dönersen kârdır.” Üslubuyla yolumuza ve hayatımıza bahanesiz ve itirazsız devam edelim…