Yalana, yanlışa, kötülüğe o kadar maruz kaldık ki o kadar çok hayal kırıklığı yaşadık ki; pimi çekilmiş bomba gibi ortada kaldık. " Ben bunu hak edecek hiç bir şey yapmadım" derken, şimdi beni hak edelim diyerek kötülük yapmaya meyillendik. (Yanlış yoldayız) Her günahın bir bahanesi vardır; biz de bulduk kılıfımızı; düştüğümüz yerden kalkıp, başkalarına doğrulttuk vurduğumuz silahı! Oysa bize yakışmaz üzerimizde durmaz mayamız belli, fıtratımız belli, bir vesveseye teslim olursak, vicdanımız değil bir gece, bir ömür uyutmaz! ( Vicdanımız rahat değil) Geleceği tahmin etmek benim için yalnızca bir araçtır. Şan, şöhret, pul, para umurumda değil. Ben bu araç vasıtasıyla hayat yolculuğuma, ışık tutuyorum. ( Doğru yola girdik) Varlığımızı sorguluyorum, nereden gelip nereye gittiğimizi anlamaya çalışıyorum... Böylelikle geçmiş, gelecek ve şimdinin tek bir noktadan ibaret olduğuna inanıyorum. Ahlaklı ve erdemli bir hayat yaşayıp, güzel izler bırakmaya çalışıyorum o kadar. ( Nereden geldiğimizi biliyoruz) Sevdiğim işi yapamaya da devam ediyorum, bu yüzden de çalışmaktan zevk alıyorum yoruluyorum ama yine de mutlu oluyorum. Çayı yine şekersiz içiyorum ve bugünün en mutlu insanları, dünün en çok acı çekenleriymiş gibi kendimden biliyorum. (Mutlu ve acı ) Bazen başarılı olabiliriz, bazen de başarısız, bazen kaybedebilirsiniz, bazen de kazanabilirsiniz. Bu da insana kazanmayı öğretir. Hayatın en kör noktası kaybetmektir. Kaybetmek yolun sonu değildir bunu terse çevirecek mücadele ruhunuzdur. Her zaman fırsatları iyi kullanın kaybettiklerinizi geri kazanın. Bir yerden sonra hayat hepimizi olgunlaştırıyor düşsek de, kalksak da bunlar hayatın zorluklarıdır. Kendinize bir söz verin kaybettiğiniz yerden devam edeceksiniz. ( Hayattın ruhuna kaybettiği yerden devam)