Lavinya Dergisi
ÖZÜR DİLERİM DÜNYAÖzür diliyorum bizi misafir eden dünya. İnsanoğlu adına özür diliyorum senden. Şuan kimse anlamayacak beni. Ve gözleriyle okuyan herkes, kaybedecek bir gün. Olsun... İnsan bu. Kaybederek güçlenir hatta acıları kadar merhameti olur. Zaten hayatındaki her şey de yavaş yavaştır. Oysa insan, koştuğunu sanar. Çok sonra fark eder kendini, yürüdüğü yolu... Anlaşılan bu cümlelerin devamı insanoğlunu yerecek. En iyisi kaldığımız yerden devam etmek. Adaletsiz denilen dünya adına konuşabilmek. Sahi senin yerine sesin olabilirim dünya. İstediğin kadar haykırabilirim bu insanoğluna. Her gün... Her dakika… Duyurabilirim sessizliğini. Göze alarak kabul ediyorum bunu, kendisini kusursuz ve adaletli sanan insanların söyleyişlerini de atıyorum kenara. Sessizliğine ses, kelimelerine cümle oluyorum. Teşekkür ederim şuan ki karanlık için, gökyüzünde parlayan ayı hizmetimize verdiğin için. Ve sabah doğacak güneş için. Geçenlerde arkadaşımın biri çiçek ekmiş toprağa… -Vefalı dedi. -Nedir vefalı olan dedim. Dünya dedi. Toprağa tohumu dün yahut yarın ektim. Benim için gelip geçti fakat dünya vefasını gösteriyor, bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa elbet bir gün diyerek. Sessizliğini korudu. İçimden sadece ne kadar yara aldığını düşündüm. Dostundan, sevgisinden ve siz her ne derseniz bunun adına. Söylenecek hiçbir cümlem yoktu… Öylece sessizliğine arkadaş oldum. Karşımda sadece israf olan duygular vardı ve buna sebep olan aynasız insanlar... Sanırım nefsi asla doymayan her zaman daha fazlasını isteyen tek varlıktır insanoğlu. Öyle ki sahip olduklarının değerini bile bilmez. Aslında ben hayatından memnun olmayan sürekli şikayetçi olan gruptan bahsediyorum. Açgözlülükle sınır tanımayan, etrafındaki her şeyin sahibi olmak isteyen bir varlıktır bu beşer insanoğlu. Bunun yanında yine elindekilerle yetinen aza çoğa şükreden bir diğer grup insan da var tabi ki. Ve daha sayamayacağım birçok grup insan da vardır, hiç şüphesiz dünya bütün bu insan denen varlıklara eşit şekilde davranır. Örneğin, yağmur her insanın üstüne yağar, güneş her insana doğar, rüzgar, fırtına, kısacası dört mevsimini bütün evrene yaşatır iyiyi kötüyü ayırt etmeksizin herkese. Sizce de dünyaya bir teşekkür borcumuz yok mu? Mesela bugünü bize yaşattığı için ya da şuan bu satırları bize okuma şansı verdiği için, ve sana her zaman ikinci bir şansı veren dünya olduğu için. Yaşadığımız ânın değerini o kadar bilmiyoruz ki, bilmediğiniz o anı yaşıyor zannedip Kaybeden bir toplum olmaktan da geri kalmıyoruz. Oysa bir daha bu ânı yaşayamayacaksın, ve sen bunun pişmanlığını bile fark etmeyecek kadar değer bilmeyeceksin. Ama dünya bu, verdiği zamanı, yaşattığı duyguları verdiği gibi almasını da bilir, o yüzden hem zamana hem de dünyaya bir özür burcun var ve şimdi kendin için bir şey yap. Dünyaya hem bir teşekkür et hem de bir özür dile... Ki ... Farkın olsun sadece nefes alan insanlardan.