Lavinya Dergisi

ÇIĞLIK
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

Yolun nereye varacağını bilmeden yürüyordum. Aklımdaki tek soru nereye varacağımdı.
Belki iyi belki kötü…
Saatin kaç olduğundan bir haberdim. Havada bir hayli soğuktu.
GECENİN AYAZI.
Sokak lambasının yandığı küçük bir ara caddeye adım attığımda, rüzgârın etkisini bütün vücudumda hissetmiştim.
Üzerimdeki montuma iyice sarılarak yürümeye devam ettim. Sokağın sonunda iki üç köpek havlıyordu. Biraz ürkmüştüm, onlarda benim gibi yalnızlardı galiba.
Yanlarına gittiğimde cebimde olan elimi yavaşça çıkararak köpeğin başını okşadım, tepki vermemişlerdi. Acaba üşüdükleri için mi bu kadar uysallardı?
Havanın soğuğuna aldırış etmeden boynumda sarılı olan atkımı alarak yan yana yatmakta olan köpeklerin üzerine serdim.
Oturduğum yerden doğrularak yine bilmediğim varış yerine ilerliyordum.
Adımlarımı hızlandırdıkça soğuk varlığını daha çok hissettiriyordu.
-Merhaba?
Adımlarımı yavaşlattığımda sağ omuz köşemden ‘merhaba’ diyen kişiye bakmaya çalıştım.
-Sizi tanıyor muyum?
Bu sorunun cevabını çok merak ediyordum.
Birkaç dakika önce atkımı üzerlerine serdiğim köpekler uğuldayarak yanımızdan geçmişlerdi.
Ne oluyordu böyle?
İçinde bulunduğum bu durum beni fazlasıyla tedirgin ediyordu.
-Hey. Sana bir soru sordum?
Cevap gelmeyince koşar adımla oradan uzaklaşmaya çalıştım. Geceyi geçireceğim bir yer bulmalıydım.
Güvenli ve aydınlık.
Karanlığı sevmezdim, sevemezdim daha doğrusu.
Karanlık bana kötülüğü anımsatıyordu. Bunun nedenini bilmiyordum ama her ne kadar belli etmesem de korkutuyordu beni.
Belki de bana ‘merhaba’ demedi kimse.
Belki de soğuktan halüsinasyon görmüştüm.
Kimsenin uğramadığı bu sokaklarda yapayalnız bir başımaydım. Gerçi ne zaman yalnız değildim ki?
Sokakta yankılanan çığlık ile yerimde dona kaldım. İç çığlığım gibiydi.
Saniye saniye çığlığın sesi yükseliyor ve hiç dinmiyordu. Bu sefer kendimdeydim ve bir terslik olduğunun bilincindeydim.
Köpek uğultuları yeniden yükselmiş çığlık ile birbirine karışmıştı.
Git gide yaklaşıyor gibiydi.
Bir an durdum ve etrafa baktım. Kulaklarımda çınlıyordu ses. Buradayım, yanındayım diyordu. Ellerimle kulaklarımı tıkayarak yere yumuldum.
Bu anı ilk defa yaşamıyor gibiydim, hafızamda yer vardı.
Ve o çığlık yanı başımda bitiverdi. Acı sesi vardı ama görüntüsü yoktu.
Sizce zihnin bir oyunu muydu bu an?