Lavinya Dergisi

GREGOR SAMSA
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

Başlangıç: “Selam olsun Franz Kafka’ya.” diyerek başlasak söze. Şöyle okuduğumuz satırlar gelse aklımıza hece hece. Hayran olduğumuz, sevdiğimiz, sevmediğimiz, kızdığımız, hatta kendi yerimize koyduğumuz karakterle bağdaş kursak. Şöyle dönsek baksak, derine, öze. Asıl olansa; ne anlatmak istediğimizde. Kimler gelir hafızalara bilemem. Ama tahmin edebilirim; belki bakarsam gözlerinize. Nice kahramanlar kâğıt kokusu içinde yaşarlar nesilden nesile. “Zaman çok acımasız!” cümlesi, bence tam bir klişe. Zaman insanın yolculuğundaki en keyifli hediye. Öyle ki; Goriot Baba’yı da taşıdı bugüne, uyuyan güzeli de. Şimdi anlatayım “Samsa” başlığını neden attın diyenlere. Modern kölelik masalı dinle! Dönüşüm nerede, nasıl yapılır değişir elbette. Hep olacak değil tırtıldan kelebeğe. Şaşırır kalır kahramanımız; uyandığında dev bir böceğe dönüştüğünde. Oysa kaybolmuştu aynı kapitalist düzen içerisinde. Tek bir gün aksatmadığı işi, sırtladığı ailesinin geçimi. Tatil yapmayan nasırlaşmış bedeni. Belki de bu bir rüyaydı ya da yazarın kendi seçimi. Ömrünü heba ettiği annesi, babası ve kız kardeşi. Sopa ile odasına kovalanmak mı olmalıydı kaderi? Böyle mi oldu toplum dedikleri? İşe yaramayınca itilmişlik, o terk edilmişlik hissi. Bu muydu insanın kendine yabancılaşması terimi? Hani can bildikleri? “Vefa” kelimesi hangi çağda bitti? Yok, kalkmalı işe gitmeli. Bu durumda bile ilk aklına gelen şeyin “İşe gitmediğinde yaratılacak sorunlar.” olması ne kadar ilginçti. Dur! O eti, sütü ve gücü için beslenmeli. Böcekler ne yemeli? Yahu hiçbir zaman nefeslenmedi ki! Kim bu aynadaki çirkin antenli? Neden yarın ölebileceğini düşünmedi? Hayır, bu ihtimal hiç aklına gelmedi. Robottan bir böceğe evirildi! Sebebi var mı ki? Karar aldı Samsa’nın yıllarca ekmek getirdiği masada toplanan sevdikleri. Onu ne çabuk terk etti. Hele patronu, yeri dolmaz sandığı kariyeri! Hiç olmazsa ölümünü beklemelerine sevinmeli mi? İşlevsellik olmayınca iyilik çöpe mi gitti? İnsan dönüşümünü fark etmez mi? Herkes ama herkes ondan vazgeçti. “Böcekle yaşayamayız, bir taraf gitmeli.” Keşke insanlar ondan korkmak yerine sahiplenseydi. Belki dönüştüğü kişi olarak kalırdı. Veyahut ölmezdi. Diğerleri hayatına devam etti. Masal hüzünlü bitti. Gökten üç elma düşmedi. Evet, üç beş kelam daha etmeli. Soru: “Gregor bir insan mıydı? Böcek miydi?” Cevap: “Belki hiç insan olmadı. Belki de böcekleşmedi. Mesele hangi tarafı seçeceğinde gizliydi.” Sonuç: “Herkes kendi hayatını analiz etmeli. Makine değilse çatışır, sorgular bireylerin bedeni ve zihni.” Bitiş: “Selam olsun Gregor Samsa’ya diyerek bitirsek sözü. Şöyle yaşadığımız anlar gelse aklımıza kare kare. Düşünceler değildir yekpare. Zira aynada hangi siluete hapsolduğumuz elimizde!” Son bir not: “Yazımızın görselinde özellikle böcek teması kullanılmamıştır. Çünkü Kafka eserini yayınevine gönderirken kitap kapağında böcek resmi kullanılmamasını rica etmiştir. Nedenini de çok açıkça belirtmiştir. Doğrudan bir böcek resmi romandaki karakteri anlatamayacaktır.”