Lavinya Dergisi

SENSİZLİĞİN EZGİSİ
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

Issız ve sessiz gecelerde anımsarım seni, Sensiz ve soluksuz düşlerimde hatırlarım seni Gecenin bomboş sessizliğiyle seni duyumsarım. Sensiz geçen gecelerde güne uyum sağlarım. Sonsuz gecelerde sensiz anlarım, Mana veremediğim ağlamalarıma... Günler zor. Zorluklarla ve hızına kapılarak geçiyor Gece ne ara oldu da? Geçiyor... Ve yine gece oldu günüm aydınlanmadan günler geçiyor... Fırtınasına kapandığım, uyanamadığım sabahlara, Sensiz doğmayan güneşe... Çok telaşım var artık üstümden atamıyorum Böyle yarın sabah 8 de kalkacak bir otobüsüm var Ama ben hep 8 dakika sonra hareket edecek gibi davranıyorum 8 saniyelik ömrüm varmış gibi yaşıyorum her saniyesi seninle geçsin diye Mutluyum önemsemiyorum ama sensiz de huzurum yerinde sanırsam Meşgalem fazla olduğu için Alışmıştım meşgalemin fazla olmasına... “Alışmıştım koşturmalarımın seni konuşturmamasına “ İçim sükutu sardı, sensizlik sükuneti sarmaladı Doladı beni dönüşümlü, tekrarlanan hayat kavgasında Aynı semtin, farklı derdin insanıydık oysa Yolları hep çıkmaz sokaklara tosladığım ördüğün duvarlaralar Nedensiz sorgusuz bir duvar benliğimde Anlamadığım bir duvar senliğinde... Uçup giden insanlara seni tanımlarım, seni anlatırım... Belki bir gün kanat çırparım, uçmak için sensiz umutlara Ki sen gittin ezgisi kaldı bu aşkın puslu sesinden SENSİZLİĞİN EZGİSİ koydum adını Koydu bana sensiz söylediğim ezgiler Bilirim bir ihtimal de olsa gelmezsin bana Giden hatıralar zoruma gider artık Semtimizin en karanlığında karışmıştık oysaki Bilirsin bir kalemle karaladın beni Silemem hayatıma nokta gibi kondurduğun acıları Acırım senle geçen her sekiz saniyesine, yakarım bir sigara Sinmez kokun artık tenime Sinen bir sigara dumanı kaldı artık üstümde Yana yana en son kül oldun bende Ciğerimi çürüttüğün bir zehirle Üstüne bastığım izmariti, yakmasın beni der gibi SENSİZLİĞİN EZGİSİ koydum adını...