Lavinya Dergisi
GÖRDÜMÖmrü ferahlatan mis kokulu sabahları duymak için, gerçek sevgiye ulaşmaktaydı hep umut.
Boş sokakların ıssız kaldırımında Hep avare yürüyen Yalnızlık türküsünde dize olmuş Hep aynı sızılı ezgiyle çalınan kalpler gördüm. Penceresiz evlerin düşsüz balkonlarında Yırtılmış hıncı göğsüne yerleşmiş kadınların Gözyaşlarıyla yıkanmış Yine de temizlenememiş adamları gördüm. Gözyaşlarının göğe değen parıltısında Her gece aynı zamanda Sokak lambasına astığı düşlerinde Ruhların intiharını gördüm. Kurtulmak istedikçe daha da dibe batan Zulme yenilmiş hayatlar Bir ıslıkla değişen yalan dünyada Tesadüflere sığınan ruhların aç çaresizliğini gördüm. Saklanmış hıçkırıkların deli kalp çarpıntısının esiri Zifiri gecelerin zifte bulanmış yastıkların Baharı beklerken hep üşüyen ellerin soğuğunda ölümleri Merhameti giyinmiş adamların acımasızlığı gördüm. Yüreğinin kapıları kime açılsa O açılan kapıları hep çarpıp gidenleri Yine de yetişmeye çalışırken hep kapıyla acımasız bir yürek arasında Ezilen ellerin ölüm sızısını gördüm... İlkbahar hevesinde yağmurlarla sulanan Sevmeyi bilmeyen adamların Sevilmeyi bekleyen kadınların Yalnızlık perdeleriyle gecelerini karartmalarını gördüm. Ömürlere karanlık ağır bir perde çekildiğini Korkak kalplerin cesaretsiz elleriyle Gündelik küçük telâşlara kapılıp Büyük aşklardan bir çırpıda vazgeçenleri gördüm. Acınası halleriyle kibirlerini giyindikçe Aşka ziyan eden zavallıları Yalnızlığa sevgileri kurban eden Zamansızlıklarda anıları acılara dönüştürenleri gördüm. Bir kadının çaresizce eğilmiş boynunda İnce ince kıyılan düşleri Umutsuzluğu sunan yemeklerde umudunu arayan Sevgiye aç ağızları gördüm. Mutsuzluğun mutluluğa dönüşmesi için Çabaların ne kadar yersiz olduğunu İnsafsız ellerin kayaçtan sert kalplerin Bu dünyayı cehenneme çevirdiğini gördüm. Herkesin kendi mezarı içinde yaşadığı Arada bir cennete düştüğünü sandığı Aşkın yüreğe düşen en sıcak közle tutuşup Yüreğin için için yanmasını gördüm.