Lavinya Dergisi
GÖNLÜMEGönlüme ayırdım bu yazıyı. Sana ayıramadığım vakitlerin, güzel anların özrü olarak kabul et gönlüm. Hayli yıprattım seni. Olur olmaz her şeyi sana anlattım, "kimsem yokken bile sen vardın ama unutma yokluk da bir nimettir ademden âdeme uzanan. Anlatma yeter dediğinde, hiç olmadı. Kızgınlıklarımı, uzak diyarlarda sesini duyamadığım sevdamı, hayal kırıklıklarımı hep sana anlattım. Bir keresinde çocukken hani, düşmüştüm ya maç yaparken, ne anneme ne de babama anlatmıştım, sarılıp ağlamamıştım. Bir köşede sessizce acımın dinmesini beklemiştik beraberce. Hatta bir keresinde mahallede alınmadığım maçta, olsun biz bize yeteriz demiştim sana. Düşünüyorum da ne çok üzmüşüm seni. Kırıldın mı bana? Lütfen doğruyu söyle. Bu hızlı çarpışların evet demek ki? Arada bir uyarmaların bundan mı? Ahh gönlüm ah. Seni de üzdüm kendimi üzdüğüm gibi. Affet beni. Ben de isterdim hicran destanlarımla üzmeyeyim seni. Bozkırın ortasında doyasıya koşuşturmayı, düşünmemeyi, üzülmemeyi, kırılmamayı. Bende isterdim yarıda kalmamayı. Sen beni yarıda bırakma olur mu?