Lavinya Dergisi

VİSKİ VE CİCİBEBE
Gülşah DEMİRCİ

“Susup içime döktüğüm cümlelere boğazımdan geçiş yok Parmak uçlarımla konuşuyorum, duyuyor musun?”

Hırçın, keskin ve epey soğuk Bir düş eriyor içinde ve gittikçe karışıyor gözlerinin kavruk kahvesine Hayat sana dokunmadı Sen ona tutundun ama Dört elle değil belki - yine de kavradın avuçlarınla Gelmeyince dört gözle beklediğin Nasıl da solduğunu gördün yediverenlerin Ve gittikçe yorgun düştün Kendine dönen virajlarında Parmak ucunda yürümekten... Bir ses bölüyor bu şiiri tam ortadan ikiye Ah, o ses değil göklerden Tanrı susalı çok oluyor! Bir şişeden dökülen bir öğüt o: 'Anlatacağı şeyler vardır yudum yudum tavaf edilen bir boşluğa bırakılan dudak payının Sevgisizliktir tüm kötülüklerin anası Hem kafası da güzeldir ateşle yansa da o soğuk bağrının Belki de bu yüzden insan bir kadehin içinde kayboluyor Ve sevgili evlat, başın değil, dünya dönüyor O yüzden sen, sen ol, sevgiyle kal! Dünyalar olsun başkalarının' Dingin, yumuşak ve biraz ılık Bir düş eriyor içinde ve gittikçe karışıyor süt tenine Sessizlik değdi sana, yalnızlık kucak açtı Seninse kalem tutan elin, diğerine sarıldı Bir de öptün kendini o çıplak omuz başından Uzanmayınca kolları vaat edilen şefkatin Nasıl da dolduğunu gördün bebek gözlerinin Ve gittikçe uykuya düştün Kendini gerçek kılan rüyalarında Göz ucuyla gezinirken... Bir sessizlik bölüyor bu şiiri tam ortadan ikiye Ah, o sessizlik, şüphesiz emridir suskun tanrının Susuyor şişe Susuyor kâse Ve şimdi tüm dünya belki de Sohbet ederken viski ve cicibebe... Not: Biri viski gibiydi, cicibebeydi diğeri... https://youtu.be/Flb01Ni3p3M