Lavinya Dergisi

KALMAMIN BİR SAKINCASI VAR MI?
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

Kalabilir miyim sahi sende? Bir sakıncası var mı? Kalbinde küçücük de olsa bir yerim olabilir mi? Orayı mesken edinebilir miyim? Seninle olabilir miyim? Sıcaklığınla ısınabilir miyim? Misafirperverliğinden yararlanabilir miyim? Sana sığınabilir miyim? Sarmaş dolaş olabilir miyiz? Kendimi evimde gibi hissedebilir miyim? İyi ki hayır demişsin bütün bu sorularıma. Aslında hayır bile demedin bana. Hiç cevap vermemeyi, beni oyalamayı ve dürüst davranmamayı seçtin. Bir süre sonra anladım; sende hayır deme cesareti bile yokmuş. Benim iyi niyetim, sabrım ve naif hayallerimmiş hepsi. Sertap’ın dediği gibi “Sen sandığım şey belki benim yüreğimdi.” Sertap, bence belkisi fazla. İyi ki kırıp dökmüşsün beni. Yanılsamalarımda yaşamaya devam edecektim yoksa. Evimde sanıp kendimi mutsuzluğa mahkum olmaktan kurtardın beni. Birisine olmayan misafirperverliği için teşekkür edeceğim hiç aklıma gelmezdi. Teşekkür ederim. Anladım ki biri bana kalbini açmak isterse ve beni gönlünde ağırlamak isterse benim bunu sormama ya da istememe fırsat vermez zaten. Sarıp sarmalar beni sıcacık sevgisiyle. Kalbinde kocaman ve sıcacık bir yer ayırır bana. Güçlü gönül bağları kurar aramızda. Soru işaretleri olmaz aramızda. Hissederiz ve öyleyse varım deriz. Tekrar teşekkür ederim sana, beni özgür kıldın. Yolumu aydınlattın karanlığınla ve sevgisizliğinle.