Lavinya Dergisi

HEPİMİZDE VAR OLAN
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

Biraz yalnızlıktan bahsetmek istiyorum efendim. Hepimizin bildiği bir yalnızlıktan başlamam gerekirse, tek başına caddelerde yürüyen insanları, yemek yiyeceği mekanı kendine göre seçen... Alacağı kıyafetin rengini dahi kendi karar veren... Bir yalnızlığı örnek verebilirim sizlere. Bu duygu kimine göre sert, kimine göre alışılmış bir duygu. Kimine göre seçim, kimine göre de mecbur bırakılmak gibi zorunluluk efendim. Ve yaşanılması oldukça güç. "Diye düşünüyorum ben". Bilmem sizler ne dersiniz bunun adına. Tabi bunun da ötesinde bir yalnızlık daha var. Çoğu insanın fark edemediği fakat her an yaşadığı o kalabalık yalnızlık. Ve güzel dostluklarda dahi, adı değişmeyen bir yalnızlıktır. Arz edebiliyorum değil mi anlatmak istediklerimi? Bu yalnızlığın seçimle mecburiyetlerle alakası yoktur. Çünkü insanın yaratılışı sireti yalnızlık demektir. Bunu sizlere şöyle kanıtlayabilirim, Yakınlarınızla kurduğunuz gönül bağını düşünün, onlara kendinizi ifade etmek için sarf ettiğiniz kelimeleri ve ötesinde anlaşılmayı beklediğiniz bir benliğinizin olduğunu hatırlayın. Sizce bu, bir yalnızlık değil midir? Hanginizin etrafında suskunluğundan anlayacak sevdiği, dostu ailesi var? Oysa kalabalıktı şehirlerimiz, telefon rehberlerimiz.