Lavinya Dergisi

İNSANIM ÇÜNKÜ...
Gülşen SARIGÖL

"Yazdığın her harf,yazabildiğin her kelam ölümün elinden kurtardığın serçe kuşudur ve serçe telaşlı değilse öldü demektir"...diyerek kalemini kağıtla buluşturmuş milyonlarca insandan sadece bir tanesiyim...

Hiç kendinizi, insanlığınızı, var olduğunuzun kanıtlarını sorguladınız mı? “İnsan olarak bu dünyada varım çünkü ..."dedikten sonra nice cümle kurabildiniz mi? İnsan olarak insan olup olmadığınızı sorguladınız mı? İnsanın insana merhem olduğu kadar, insan insanın kurduydu bu dünyada. Ve insan bu ikilemde sormalıydı kendine: insanım çünkü demeli ve cevaplar verebilmeliydi. Öte yandan insan değilim çünkü de diyebilirdi elbet. Ben ilkini seçtim. Evet, ben bir insanım. Ve insanlığımın çünkülerini açıklamadan önce" insan kimdir?" sorusuna Muhyiddini ibni Arabî nin verdiği cevapla başlamak istiyorum satırlarıma." İnsan Allah'ın yeryüzündeki nurudur" demiş, Muhyiddini ibni Arabî. Evet ben insanım çünkü ben ruh denen nurun beden denen çamurla buluşmasından vâr oldum. Ruhuma üflenen nefes ile de hayat buldum. Sonra da doğumdan çok kopuş olarak adlandırdığım fiziksel bir olay ile gözlerimi açtım dünyaya ve başladı hikayem, başladı sınavım… İnsanım çünkü bir hikayem var benim: Ayrılığın hikayesi... İnsanım çünkü; özlüyorum. Özümü özlüyorum; ayrıldığım, koptuğum yeri özlüyorum. Her yağmur sonrası topraktan gelen o koku hatırlatıyor bana geldiğim yeri, ait olduğum diyârı. Toprağa duyduğum özlemle nefes almaya çalışıyorum. İnsanım çünkü arıyorum. Bir insanın yüzünde, bir çiçeğin özünde. Hep arıyorum. Mükemmelleri yaratanı, en mükemmel olanı. Mükemmel olmaya çalışmadan mükemmele giden yollar arıyorum. İnsanım çünkü içimde tüm zaaf yönlerimi bilen nefes gibi güçlü bir düşman taşıyorum. An geliyor yenik düşüyorum nefsime, şeytana yoldaş olup yürüyorum onunla. Ve bir an geliyor ki koyunca başımı secdeye, açınca ellerimi semâya meleklerden daha yakın olabiliyorum Rabbime. Çünkü ben insanım, beşerim, şaşarım. İnsanım çünkü düşünüp sorgulayıp hayatımı devam ettirmek adına bir takım kararlar alıyorum. Bir ülkenin gidişatını değiştirecek kadar güçlü olmasa da kendi vicdanımı sızlatmayacak kadar adaletli kararlar alıyorum. İnsanın en büyük mahkemesidir çünkü vicdan. Ve adalet insanın olmazsa olmazıdır. İnsanım çünkü adını bile bilmediğim bir insanın yüzündeki acıyı görünce kalbim acıyor, gözlerim nemleniyor, içim sızlıyor. Bir parça koparıp alasım geliyor acısından. İnsanım çünkü bir kalbim var. Acıyı da sevinci de sonuna kadar hisseden. Doğrunun ne olduğunu insana bir tek kalbi söylermiş ya işte insan olarak o kalp bende de var. Ama öte yandan beni kalbime karşı sıkı sıkı tembihleyen aklım var. Aklım demek doğru olmaz aslında beynime doğru diye yerleştirilmiş hislerimin sesini bastırmaya çalışan bilgiler var. İnsanım çünkü iyi de içimde kötü de. Doğru da benimle yanlış da. Cesaretli iken bir yanım, korkuyla kaplı yanlarım da var. İnsanım çünkü zıtlıklarla dolu ve zıtlıklarla güzel bu dünyada, tüm o zıtlıkları kucaklayıp en iyiyi arama yolunda, kaybettiklerimi bulma umuduyla, koptuğu yere ulaşma aşkıyla, insan olarak geldiğim dünyadan insan olarak ayrılma temennisiyle yol alan bir garip yolcuyum ben. Bir insanım ben...