Lavinya Dergisi
DİPLOMATİK SABAHgülmek saraylardan daha geniş ah be çocuk anlamıyorsun beni Allah’la aramdan çıktı bir kere sır değil omuzlarındaki tenha en sevdiğim günahı hatırlıyorum deli değilim yanımdan trenler geçerken bile gözlerimde dünyanın batı ucu güneşi içiyor damla damla gecesiz kalmış bozkırda dağlar şehir dalga dalga, yüreği iki selam içinde modern bir taş elleri kesilmiş şekle girmiş kendinden ayrı yüreği seyyahlar yerlisi ayrılığın yağmura ne denir aşkın dilinde? keşke sustuğum ay ışığında bozdurduğum şarkılar olmasaydı üç pula bir heves ölümü sonunda gözlerimde ehlileşirdi belki şer gitmek öyle bir şey ki içinde titrer sabahın buğusu o zaman çerçevelerini döker resim kör bir duvardan ne isteyebilir insan gölgesinden memnunun ağaçlar gibi umarsız durur göğün altında