Lavinya Dergisi

“İNSANLARI ÖLDÜRÜYORUM.” ZEZE
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

- Biliyor musun, insanları öldürüyorum, Portuga. - Bunu nasıl yapıyorsun, Zeze? - Onları unutarak. Şeker Portakalı, 1983 Vascancelos’un ünlü kitabı Şeker Portakalı’ndan olan bu alıntı benim de unutarak öldürdüğüm insanları hatırlattı bana. Şöyle bir geriye baktığımda beynimin çok da azımsanmayacak sayıdaki kişiye mezar olduğunu düşündüm. Ne olmuştu da bu insanları beynimin kıvrımları arasında ölüme terk etmiştim? Belki de bir kısmı benden önce davranıp beni gömmüştü beyninin derinliklerine ya da benim bunu yapmama sebebiyet vermişti. Ne olmuştu peki? Kimler hak etmişti sonsuza dek beynimden ve gönlümden silinip gitmeyi? Kaldıramayacağım şeyler yapan insanlardı bunlar. Bir zamanlar benim için önemli olan, onlarla olmaktan zevk aldığım ve değer verdiğim insanlardı. Kırmızı çizgimi aştı kimisi, hadsizlikleri ile canım sıktı bazısı, kimileri de vefasızlıkları ile kırdı kalbimi. Ama onları sonsuzluğa gömmek o kadar da kolay olmadı ama. Üzerlerine toprak atmak çok uzun sürdü. Kırgınlık ilk etaptı. Ama kısa süren bu kırgınlığı öfke izledi. Bunu bana nasıl yapar(lar)? sorusu beynimde cevapsız bir şekilde dolandı durdu. Bu durumu sindirebilmek için mideme göndermem o kadar da kolay olmadı. Bazen hayatımda olanları kabullenmek ve sindirmekte oldukça zorlanıyorum. Hazımsızlık problemi yaşıyorum. Keşke bir hap ile halledebilsem bu sorunu, ne güzel olurdu diye düşünüyorum. Zaman benim bu hazımsızlık problemlerimin en güzel ilacı, ama yavaş etkileyen cinsinden maalesef. Kabullenmekten sonraki basamak ise o kişiyi derinlere gömmek. Daha derine gitmesi de biraz zaman alıyor. Ne kadar derine gömülürse kalbin ile olan bağlantısı o kadar azalıyor ve artık aklına gelse bile sana acı vermiyor. İşte o noktada da ölmüş oluyor o insan senin için. Bu yazı gerçekten hayatta olan ama beynim ve gönlümde ölü olan o insanlara gitsin…