Lavinya Dergisi

HASRETİMİN TARİFİ
Mehmet BOYACI

Kimseye sorma kimse bilmez bende ki seni, Yalnız sen okursun gözlerim de kendini..

Her şey hiç beklemediğim bir anda gelişmişti. Belki de uzun zamandır aradığım ve bulmak için yandığım, yazdığım ve ona yazılmak için dualar ettiğimdi. Nereden bilebilirdim ki kalbimin uzaklarda atacağını. Dualarım mı beni bu hale getirmişti? Yoksa kalbim ona karşı ne hissettiyse, dilimin ve gönlümün duası mı olmuştu O'nlu hayaller? Bir güvercinin gidip geldikçe yorulduğu kadar uzaktaydı bana. Elimi uzatsam tutamazdım ama hayali her an karşımda gibiydi. Mesafeler yok olurdu özlemini kalbimde hissettiğim zamanlarda. Dilimde adı, kalbimde hasreti, hayalimde de yüzü hiç bitmiyordu. En çetin imtihanları veriyordum onunla. Bir insan sevdiğini ne kadar şiddetli özler? Bir insanın yüreğini hasret ne kadar yakar? Kavuşmak için ne kadar özlemek gerek? Her şey ama her şey seninle başlayıp seninle bitiyor.

 

Yorulduğum yokuşlarda gördüm seni. Kalbinin bu asra ait olmadığını ve bu düz düşünceli insanlardan farklı düşündüğünü gördüm sözlerinde. Herkesin amaçları dünya olmuşken sende gördüm kimsenin göremediğini. Ve yaşamak istiyorum sadece benim gördüğüm kısmını. Senin aleminde sürdürmek istiyorum ömrümün geri kalanını. Ne varsa yaşanmadık seninle yaşamak istiyorum. Her şeye, her yere seninle adım atmak istiyorum. Çok fazla bir şey istemiyorum aslında, ömrün ömrüme, gönlün gönlüme ve sonsuza dek gözlerin gözlerime mühürlensin yeter.

 

Sana kavuşmak için her nefeste tesbih tanelerine diziyorum dualarımı. Soluksuz kaldığım zamanlarda yüreğime ferahlık veriyorsun. Ruhumun aydınlığı, gözümün nuru, yolumun sonusun. Çıktığım her yolun sonu ya sen, ya da senin isminin en çok söylendiği gecelerdir. Ne özlemim dinecek, ne de hasretinin yaktığı yüreğimde ki ateş sönecek. İstikametim gözlerinden başka bir yere olmayacak. Ne tarafa dönersem döneyim yolum hep sana çıkacak. Çünkü dualarım beni hep sana getirecek...