Lavinya Dergisi
HASRETİMİN TARİFİHer şey hiç beklemediğim bir anda gelişmişti. Belki de uzun
zamandır aradığım ve bulmak için yandığım, yazdığım ve ona yazılmak için dualar
ettiğimdi. Nereden bilebilirdim ki kalbimin uzaklarda atacağını. Dualarım mı
beni bu hale getirmişti? Yoksa kalbim ona karşı ne hissettiyse, dilimin ve
gönlümün duası mı olmuştu O'nlu hayaller? Bir güvercinin gidip geldikçe
yorulduğu kadar uzaktaydı bana. Elimi uzatsam tutamazdım ama hayali her an
karşımda gibiydi. Mesafeler yok olurdu özlemini kalbimde hissettiğim
zamanlarda. Dilimde adı, kalbimde hasreti, hayalimde de yüzü hiç bitmiyordu. En
çetin imtihanları veriyordum onunla. Bir insan sevdiğini ne kadar şiddetli
özler? Bir insanın yüreğini hasret ne kadar yakar? Kavuşmak için ne kadar
özlemek gerek? Her şey ama her şey seninle başlayıp seninle bitiyor.
Yorulduğum yokuşlarda gördüm seni. Kalbinin bu asra ait
olmadığını ve bu düz düşünceli insanlardan farklı düşündüğünü gördüm
sözlerinde. Herkesin amaçları dünya olmuşken sende gördüm kimsenin
göremediğini. Ve yaşamak istiyorum sadece benim gördüğüm kısmını. Senin
aleminde sürdürmek istiyorum ömrümün geri kalanını. Ne varsa yaşanmadık seninle
yaşamak istiyorum. Her şeye, her yere seninle adım atmak istiyorum. Çok fazla
bir şey istemiyorum aslında, ömrün ömrüme, gönlün gönlüme ve sonsuza dek
gözlerin gözlerime mühürlensin yeter.
Sana kavuşmak için her nefeste
tesbih tanelerine diziyorum dualarımı. Soluksuz kaldığım zamanlarda yüreğime
ferahlık veriyorsun. Ruhumun aydınlığı, gözümün nuru, yolumun sonusun. Çıktığım
her yolun sonu ya sen, ya da senin isminin en çok söylendiği gecelerdir. Ne
özlemim dinecek, ne de hasretinin yaktığı yüreğimde ki ateş sönecek. İstikametim
gözlerinden başka bir yere olmayacak. Ne tarafa dönersem döneyim yolum hep sana
çıkacak. Çünkü dualarım beni hep sana getirecek...