Lavinya Dergisi
NARİN GÜRANSadece sekiz yaşındaydı Narin. Okula başlamanın heyecanını yaşayacaktı. Biz belki de onu bu olaylar olmasa hiçbir zaman tanıyamayacaktık. Adını bile bilmeyecektik. Ama şimdi onun adını biz çok iyi biliyoruz. Bilmediğimiz çok şey var. Narin neden öldürüldü? Narin’i kim öldürdü? Öldürdükten sonra neden o kadar eziyet edildi? Sekiz yaşındaki bir çocuk hakkında düşündüğümüz bu sorular inanılmaz korkutucu. Kalbi kötülük bilmeyecek kadar masum olan bir çocuk, belki de görmemesi gereken bir şeyleri gördüğü için susturulmak istendi. Yardım isteyemesin diye canı alındı. Belki de yardım istedi avazı çıktığınca. Ama biz onu duyamadık...
Onu duyamayan herkes bu olayın suçlusudur bana göre. Çocukların çığlıklarına kulak vermediğimiz her gün yeni bir Narin haber alacağımız açık bir şekilde ortada! Yaşananların hiçbiri yaşanmasaydı Narin bugün okulda olacaktı. Sıkılarak ödev yapacaktı belki... Teneffüs olsun diye içinden dakikaları sayacaktı. Zil çaldığında arkadaşlarıyla çığlık atarak sınıftan uzaklaşacaktı. Derse geç kaldığında mahcup olacaktı. Canı sıkıldığında yanındaki arkadaşıyla konuşacak ve öğretmenini kızdıracaktı. Okuyacaktı, yazacaktı, çizecekti. Ama en önemlisi yaşayacaktı... Üzerine okul forması giydirip okula gidecek çocuğun tabutuna gelinlik bağlayarak toprağa verdik.
Bu koca dünyaya sığdıramadığımız güzel Narin, yattığın yerde huzurlu ol.