Lavinya Dergisi
GÜZEL KADINLAR, GÜÇLÜ YARINLARMehmet Aslantuğ’un bir televizyon programında, kadınlar ile ilgili söylemiş olduğu: “Bir kadın evinde, üretimden çekilip bütün ikbal ve istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, günün sonunda bir gün aklının karışmasına, yanılgılarına bırakmamalı.” cümlesi beni çok etkiledi. Anlam bakımından oldukça derin bir cümle. Toplum içindeki, sosyal yaşantıdan tutun da iş yaşantısına kadar kadının elinin değdiği her yer ve her şey güzelleşir. Özgürlüklerin eşitçe olduğu, kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olduğu zaman, medeniyet seviyesine ulaşacaktır her toplum. Yıllarca duyduğumuz cümleler vardır: “Kadının yeri kocasının yanıdır, kadın iyi yemek yapmalı, temiz olmalıdır, kadın çalışmaz evinde oturup çocuklarına bakmalı..." Bu cümlelerden de anlaşılacağı üzere kadınlar toplumda birey olarak hala kabul görmemekte. Bu durum çok üzücü ve acınası farkındayım ama böyle. Kadınlar toplumda: Ayşe, Fatma olarak değil; Ahmet’in karısı, Ali’nin annesi olarak var oluyor. Durdurulması gereken tam da bu düzen işte. Birey olduğumuzu unutmadan yaşayabilmekte bitiyor her şey. Öyle bir kafamız yıkanmış ki bu zamana kadar bizler de kendi kimliklerimizi unutur olmuşuz. Çok ince düşünmeye gerek yok, basit düşünsek de anlarız kadının gücünü. 9 ay karnında çocuk taşımak nedir? İçinde bir canlı büyüterek onun tüm sorumluluğunu üstlenmek ne kadar büyük bir şeydir. Birçok fedakarlığı, zorluğu başka bir canlı için gerçekleştirebiliyorsak neden kendimiz için yapamıyoruz? Kendi ayakların üzerinde durmak, kendi fikirlerini savunmak, üretmek, ben de varım bu düzende demek neden zor olsun ki? Kadınların ötekileştirilmediği ve “Ben de varım!” dediği yarınlara… Kadınlar günü kutlu olsun.