Lavinya Dergisi

HATIRLAMAK MI UNUTMAK MI?
Öykü KUCUR

Çiçeklerin açtığı yerde umutlar; kitapların olduğu yerde yarınlar yatar.

Hatırlamak mı istersiniz unutmak mı? Aslında ne kadar zor bir soru. Hatırlamak çok önemliyken unutmak ise çoğu zaman gerekli. O yüzden bu karşılaştırma oldukça gereksiz diyebiliriz. Biri diğerinden daha önemli ya da biri diğerinden daha önemsiz demek mümkün değil. Ne hatırlamak unutmaktan ne de unutmak hatırlamaktan kolaydır. Biz insanlar hep, karşıtlıklardan birini seçtiğimiz zaman ötekinden tamamen kurtulacağımızı sanarız. Ama bu oldukça büyük bir yanılgıdır. Demem o ki; ne unutmaya bel bağlayalım ne de hatırlamaya. Zira her unutma aynı zamanda hatırlama, her hatırlama da unutmadır. Neleri unutmak isteriz? Yanlışlarımızı, suçlarımızı, günahlarımızı, sevip de kavuşamadıklarımızı, hayal kırıklıklarımızı... Kısacası bizi üzen, bizi kıran her şeyi unutmak isteriz. Unutmak istediklerimiz, hatırlamak istemediklerimiz değil midir aynı zamanda? Zaten bu hayatta en çok unutmak istediklerimiz, en çok hatırladıklarımızdır. O zaman unutmak ve hatırlamak arasında nasıl bir fark vardır? Bence hatırlamak, ayıklamaktır. Ayıklamak, kusurlardan temizlemeye dönük bir eylemdir. Olanı kabullenip, ondan kendince bir seçim yapmaktır ayıklamakta asıl olan. Oysa unutmak, bir bakıma budamaktır. Budamak, olanı değil; olması gerekeni hedefler. Kendince biçimlendirmek çabasıdır yani öne çıkan. Hatırlamak, iyiye odaklı iken; unutmak, kötüye odaklıdır. Geçen haftaki yazımda gitmek mi kalmak mı demiştim. Hatırlamak, bütünün içinde kalmayı seçmektir. Yani gidememektir bir bakıma hatırlamak. Kalmaktır. Ama unutmak, unutmak gidebilmektir. Geride bırakarak, her şeyi herkesi geride bırakarak gitmektir unutmak. Ve aslında unutmak, hatırlamaktan kaçıştır.