Aldatmak, aslında insanın şahsına yaptığı en büyük kişisel saldırıdır. Şöyle ki; Aldattığını zanneden bir insan aslında tüm benliğini kaybetmiştir. Tüm benliğini kaybeden bir insan, kaybedecek başka hiçbir şeyi olmadığı görüşündedir. Bir bireyi çeşitli alanlarda aldatabilirsiniz. Ya da aldattığınızı sanabilirsiniz. Ve bu aldatma sadece ilişki ile sınırlı değildir. Ticaret, eğitim, evlilik gibi hayatın birçok alanında aldatma vardır. Saygımızı ve sevgimizi kaybetmeye yüz tuttuğumuz şu günlerde aldatmak da sıradanlaşmıştır. Kişilerin değer yargılarına saldırı boyutunu almıştır. Toplum olarak birbirimizi aldatmak bizler için gayet masum bir hale gelmiştir. Tabi hayatımıza giren yenilikler bunun büyük oranda tetikleyicisi konumundadır. Sosyal medya ve dijital platformlarda aldatmak, aldatılmak gayet rahat sergilenmektedir. Peki, dünyanın bu kadar kirlenmesinde hangimiz suçluyuz? Ben cevap vereyim hepimiz az da olsa suçluyuz. Kimimiz aldatarak kimimiz ise görmezden gelerek. El birliğiyle kirlettiğimiz bu dünyanın suçunu ise kadere atmakta bulduk çözümü. Ama hiçbir şey için geç değildir. Önce kendimizden başlayıp dünyamızı daha yaşanılabilir bir hale getirmek için geç değil. İnsanlara sevgi, saygı ve sadakat duymak da zor değil. O yüzden artık siyahı beyaz görmekten vazgeçelim. Birbirimizle zaman geçirip birbirimizi dinlemeye çalışalım. Karşımızdakine onun önemli olduğunu hissettirelim. Gelecek nesillere güvenilir ve güzel bir dünya bırakmak bizim elimizde.