Lavinya Dergisi

MUTLULUĞU YAKALAMAK
Öykü KUCUR

Çiçeklerin açtığı yerde umutlar; kitapların olduğu yerde yarınlar yatar.

Ne çok duyuyoruz değil mi bu mutluluk kelimesini? İster istemez başlıyoruz sorgulamaya; “mutlu muyum, değil miyim?”diye. Mutluluk insanın içinde olan bir şeymiş geç fark ettim ben bunu. Her zaman belli bir koşula bağlıymış gibi gelirdi bana. Evet, koşulları gerçekleştirmek önemli ama mutluluk bu değil. Elimdeki imkanlarla mutlu değilsem; aklım diğer arzularımda kaldıysa ve anı yaşayamıyorsam nasıl mutlu olabilirim? Eğer yemek yiyorsan sadece yemek yiyeceksin. Yedikten sonra ya tekrar acıkırsam diye düşünmeyeceksin. Tadını çıkaracaksın. Ayşe istediği okulu kazanmış, Fatma’ya babası araba almış ne kadar şanslı. Hayat bu değil ki. Hayat bizim koşullarımızdan ibaret. Başkalarına özenmenin getirdiği tek şey mutsuzluk. Eğer hala hayattaysan başkalarını boşver. Anı yaşamaya ve yaşadığın anı güzelleştirmeye bak. Hayatımıza her gün yeni şeyler eklersek ve kendimiz için birşeyler yaparsak o zaman huzura mutluluğa daha rahat erişiriz. Tembelliği bırakalım ve şapkamızı önümüze koyalım; bizi, yani beni ne mutlu ediyor, neyi nasıl ve niçin yaparsam mutlu oluyorum, biraz düşünelim. Araştırmacılar, günde 3 tane, o gün yapmaktan mutluluk duyduğumuz şeyi yazmamızı öneriyorlar. Bunu yapan kişilerin daha mutlu dolayısıyla psikolojik ve fiziksel olarak daha güçlü olduğunu söylüyorlar. Yazmak her zaman bizim yüzleşmemize yardımcı olur. Hatalarımızı daha net görüp onları düzeltmemize kolaylık sağlar. Hayat bir oyundur aslında. Elde ettiğimiz her başarı mutluluk; her başarısızlık ise mutsuzluk getirir bize. Mutluluğu yakalamak için her sabah yeni bir oyun oynamaya koşmak gerekir. Onun için güneşin doğmasını beklemek umut, doğması mutluluktur.